| |
Şu garip televizyonu nasıl kapasın?!
Tamam biliyorum, kitleler halinde her gece televizyonun karşısına geçip farkına varmadan hayatımızı ya Turkcellize ediyoruz veya sağlam adımlarla dizitürkleşiyoruz. Amerikalılar'la birlikte dünyanın en çok televizyon izleyen ülkesiyiz! Evet, belgeseller hayat kurtarıyor ama dışarı çıkıp da kendi ufak belgesellerimizi çekmeye mecalimiz yok. Tamam kimse bizden Marmara'da batmış bir U-Boat bulmamızı beklemiyor ama Ihlamur ağacının neye benzediğini en azından bilsek diyorum. Veya komedi içeren dizileri, şovları izliyoruz ama kendimize ait espri yeteneklerimizi yitirmeye başladık. Televizyonda gördüklerimizi ertesi gün birbirimize anlatıp gülüyoruz. Ya da geberene kadar spor programlarını izleyebilirken, bir katı bile asansörle çıkıyoruz... Bir günde maruz kaldığımız binlerce, yüz binlerce reklam mesajından Kasımpaşa lağımına dönen beynimizden söz etmeyeceğim bile. Birileri bizim için hayatı yaşıyor ve dargelirli de melül melül izliyor. Hayal gücümüz kampanyalarla sınırlı, hafızamız her daim sıfır kilometre, duyarsızlaşma standart donanım... Sonuç: Kimsenin kendi hikayesi yok. Herkes başkasının hikayesini yaşıyor. "Televizyonun en iyi yanı ne biliyor musun" diye sormuştu uzun süredir görmediğim bir dostum. "Afrika'da insanlar açlıktan ölürken sen kanepende cips kemirip onları izleyebiliyorsun; adet yerini bulsun diye de iki vah vah diyip sonra da başka bir programa geçiyorsun..." Turn Off Tv yani " Televizyonu Kapa " kampanyası dün Haşmet Abim'in meşaleyi yakmasıyla, yani konuyu kaleme almasıyla başladı. Kampanyayı Tüketiciler Birliği organize ediyor. Tüm dünyada 25 Nisan ve 1 Mayıs tarihleri arasında cemaate televizyonu kapat da hayata karış telkininde bulunuluyor. Hiç itirazım yok. Dahası Haşmet Abim'in içinde bulunduğu her tür kampanyada Ayvalık gezileri hariçüstelik bir televizyon bağımlısı olarak ben de varım. Televizyonu ilk gördüğüm gün zaten konu kapanmıştı benim için. Hayatımın sonuna kadar televizyon izleyebileceğimi düşünmüştüm. Uzaktan kumandanın icat edilmediği, tek kanallı günlerden, multiuzaktankumandalı ve dijital platformlu günlere uzanan meşakkatli yolda beynimin keşküle döndüğünü itiraf etmem gerek. Artık ne izlediğimin önemi yok, yeter ki bir elimde uzaktan kumanda olsun. Aynı anda iki film, bir belgesel ve bir spor programı izleyebiliyorum. Öteki elimle de sökük yamalayabiliyorum. Tıpkı sigara tiryakisi gibi. Ne zaman yaktığının farkında olmaz ya, ben de öyleyim işte. Bi'tek diziye kılım! Bu kıl olma halimi de bir tür izleyici vejetaryeni gibi görün. Şimdi bu kadar tıraşın ardından benim de bu kampanyaya katılmam gerekiyor değil mi? Dün Milan-PSV, bugün Chelsea-Liverpool, yarın UEFA maçları, hafta sonu Fener-Trabzon ve Süper Lig maçları ve bilumum Avrupa ligi karşılaşmaları... Üstelik her yıl böyle... Bana buna karşı koyacak bir irade gösterebilir misiniz? Tamam kampanya fevkalade önemli -kalbim sizinle- ama benim gibi bir televizyonkafa'nın bu şeytani cazibeye karşı koyacak gücü yok. Tüketiciler Birliği'ne sesleniyorum: Lütfen kampanyanın tarihini değiştirin. Temmuza falan alın. Dargelirliyi bi'alıştırın önce, çullanmayın üstüne hemen. Söz konusu tarihlerde bu girişime katılım az olur, benden söylemesi.
|