| |
'Kristal Sessizlik'
Geçenlerde Kadıköy'e gittim. Ama bahar güneşinin ve çarşıdaki cıvıltılı ortamın tadını çıkarmak için değil... Tersine, loş ve biraz da kasvetli Akmar Pasajı'ndaki bir dükkanda saatler geçirmek için... Zihni Müzik her yaştan müzik sever için bir mabet gibidir: Yeni ve eski albümler, ikinci el CD'ler, konser DVD'leri, plaklar, fanzinler... Bazı müzik dükkanlarında albümleri dinlemenize izin verilmiyor: ' Jelatininden çıkaramayız!' Tabii böyle bir durumda ' keşif' yapmanız mümkün olmuyor. Ancak önceden duyduğunuz, bildiğiniz CD'leri satın alabiliyorsunuz. Halbuki her müzik tutkunu, albümü eline almayı, kartonetini okumayı ister: Çalansöyleyen müzisyenler, parçaların hikayeleri, ilginç anılar... Zihni, hem bunu bildiği, hem de yılların tecrübesiyle gerçek bir müzik severi gözünden tanıdığı için hiç üşenmeden albümleri açıp dinletir, ayrıca anlatır, beğeninize uygun önerilerde bulunur. Mesela eskiden sadece adını bildiğim caz piyanisti Monty Alexander ile beni o tanıştırdı. Önce 'Monty'nin, gitar virtüözü Ernest Ranglin ile yaptığı ' Rocksteady' adlı harika albümünü aldım. Hemen ardından Bob Marley'in parçalarını yeniden yorumladığı ' Stir It Up'ı... Son olarak da Jamaikalı ritim ve dub ustaları, davulcu Sly (Dunbar) ve Robbie ile (Shakespeare) birlikte yaptığı albümü... Dave Brubeck Dörtlüsü'nün, ressam Joan Miro'nun bir tablosundan esinlenerek doldurdukları ' Time Further Out'u ( 1961 ) da yine Zihni'de bulunca sevindim. Beni asıl mutlu eden ise piyanist Chick Corea ile vibrafoncu Gary Burton'ın ' Crystal Silence'ını (' Kristal Sessizlik') almak oldu. 1973 tarihli bu harika albümün plağını 1995'te sele kurban vermiştim. 'Crystal Silence'ı sevmemin tek nedeni güzelliği değildir. Bu albüm bana Attila İlhan'ın ' Böyle Bir Sevmek'teki o şahane şiirini hatırlatır: " soğuk denizlerin buzlu aydınlığı / yalnızca başıboş rüzgarların dolaştığı / ve hayalet gemilerin -ki tayfaları ölmüştür / buz dağları arasından / bir balık gibi sessiz görünür / belki arada yelkenlerin ıslığı / bir de albatroslar // " buz denizlerinin soğuk aydınlığından / son zıpkınlı avcıların akıllarında kalan / yaşlı balinaların bir görünüp bir kaybolarak / yağdırdıkları yorgun yağmurlar / -ki gümüş fıskiyeleri gibi parlak // " hayatın bir bakıma öncesizliği ve sonrasızlığı / bir bakıma üstüste bilmem kaç sonbahar ".
Tabii insan her zaman böyle talihli olmuyor. Zihni'den sonra Carrefour'a uğradık. İnternetten alışverişi sevmediğim için İngilizler'in nispeten az seslendirilen klasik müzik bestecilerinden Albert Ketelbey'nin (1875-1959) ' In a Persian Market' (' Bir Acem Pazarında' diye çevirebiliriz) adlı çalışmasını epeydir arar dururum. Bırakın onu, şimdiye dek Ketelbey'nin herhangi bir CD'sini dahi bulamadım. Neyse... Carrefour'da dolaşırken ' dökme' klasik müzik CD'leri gözüme çarptı. O da ne? İşte Albert Ketelbey! Üstüne atladım. Ama hüsran: Derlemeye bizim ' Acem Pazarı' dahil edilmemişti. Çaresiz, hatıra olsun diye satın alıp kös kös eve döndüm. Not: Bu yazıyı, yıllarca hayalini kurduktan sonra edinebildiğim ' lambalı' amplifikatörle, 'aşırı imrenme' sonucu maytap geçen Mehmet Barlas'a ithaf ediyorum.
|