|
|
|
|
|
'Her şey artık daha güzel'
|
|
Talabani'ye 20 yıl sonra nasıl bir Irak istediğini sorduğumda "Umuyorum ki Irak'ı demokratik ve müreffeh bir ülke yaparız" diyor. Ama Bağdat, iki yıl öncesine ve Saddam dönemine kıyasla daha hırpani. Sokaklar kirli ve altyapı için harcanan milyarlarca dolara rağmen elektrik ve su sıkıntısı sürüyor. Bunu hatırlatınca itiraz ediyor: "Size katılmıyorum. Şimdi kesinlikle her şey eskisinden daha iyi. Bir polis ayda 3 dolar alırken şimdi 300 dolar alıyor. Yıllarca görev yapan profesör 35 dolar alırken şimdi yüzlerce dolar. Piyasa çok canlı. Pazara gitseniz her malı bulabilirsiniz" "Ama pazara gitmeye cesaret edemiyorum" diyorum. Terör tehlikesini, intihar saldırı ve rehine olaylarını hatırlatıyorum. "Evet belki Türk olduğun için seni kaçırırlar. Ama istersen korumamı yollarım" diyor. "Kamuoyu yoklamaları yapıyor musunuz" diyorum. "İhtiyacım yok ki! Ben insanların içinde yaşıyorum. Kürdistan'ı biliyorum, Bağdat'ı biliyorum" diyor. Oysa Talabani'nin bir ordu tarafından korunan ve kuş uçmayan kalesini görünce, "insanların içinde yaşadığına" inanmak kolay değil.
|
|
|
|
|
|
|
|
|