kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Doğu ile Batı arasında

Hükümetin iyimserliğine rağmen Türkiye'nin AB üyelik hedefi her geçen gün daha da zorlaşıyor. Kanaatimce bunun temel sebebi Avrupa'daki Türkiye karşıtlığının son aylarda bilinçli bir şekilde yükseltilişidir. Ancak bizim anlamlı bir dönüşüm yaşamak üzere hala samimi bir gayretle harekete geçmemiş olmamız da en az dışarıdaki karşıtlarımız kadar önemli bir 'yol kesici' dinamiktir.
İktisadi hayatın kaba mihenk taşları (= makro ekonomik veriler) açısından AB ölçütlerine bu dönemde bir hayli yaklaştığımız halde demokrasi terbiyesi açısından mesafe kapanacağı yerde açılıyor. Kağıt üzerinde en çarpıcı değişiklikleri gerçekleştiren şimdiki hükümetin icraat dönemi içinde mesela ilkel partizanca kayırmacılık kültürünü ıslah etmeye yönelik en küçük bir adım atılamamıştır. Sadece kendi memleketim olan Rize'deki partizanca kayırmacılığın vardığı boyutlar bile asıl hayati AB değerlerine ne derece uzak bulunduğumuzu ölçmeye yetebilir. O kadar ki durumu 'eski tas, eski hamam' deyimiyle ifade etmek bile iyimser bir değerlendirme sayılır.
Bu şartlarda AB üyeliği için başkaca girişimlerde bulunmak 'ya tutarsa' diye 'göle maya çalmak' gibi beyhude bir iştir.
Böylesine içtenlik ve derinlik yoksunu bir dönüşüm girişimi, Adalet ve Kalkınma Partisi'ni kalıcı yapmaya yetmeyecektir. Erdoğan ve arkadaşları eğer 'önce ülke içinde adaletli yönetim' kararlılığı ile particilik anlayışlarını kökten değiştirmezlerse, ikbal sonrası 'onurlu bir Ankara kariyeri' ile avunma imkanı dahi bulamayacaklardır.
Eşsiz bir talihle parlak şekilde sahne alan bu kadronun kendi kendisine ve ülkeye yazık edişini izlemek insana acı veriyor.
Ne var ki, Türkiye'nin devlet olarak engin sularda dümensiz seyir halinde bulunuşunun vebalini sadece bu hükümetin omuzlarına yıkmak insafsızlıktır.
Yönsüzlüğümüzün ana sebebi çok daha derinlerde yatıyor.
Bir kere hala, kesin hedef belirleyici en uzun ömürlü planı sadece 'bütçe'sinden ibaret olan bir ülkeyiz. Geleceğin Türkiye'sine ilişkin olarak, değişik düşünce odaklarınca enine boyuna tartışıldıktan sonra siyasi iradenin son şeklini verdiği bir 'milli hedef belgesi' yoktur. Yarı gizli 'siyasetname' metinleri ise, 'kahtı rical' vesikası gibi, sıradan öğrencilerin 'Yurttaşlık Bilgisi' dersi için hazırlayabileceği ödevlerden çok daha düzeyli değildir.
Yönsüzlüğümüz, gerçekte nerede durduğumuza dair genel kafa karışıklığı yüzünden adeta istikrar kazanmıştır. Hem biz kendi aramızda, hem de dışımızdakiler kendi aralarında Türkiye'nin nereye ne kadar ait olduğuna karar verebilmiş değillerdir.
Vaktiyle 'Türkiye tarih boyunca ayrı bir kıtayı simgelemiştir. İki kıtayı aynılaştırmak hata olur. Çoğunluğu Müslüman olan Türkiye geleceğini Hıristiyan köklere sahip Avrupa Birliği'nde değil, İslam birliğinde aramalıdır' diyen kardinal şimdi Papa'dır.
Şu an bizde 'devlet etme' işinin doğasına uygun 'çerçeve çizme' görevini deneyen tek resmi şahsiyet de 'Türkiye bir İslam ülkesi değildir' diyen Genelkurmay Başkanı'dır.
Kısacası; dışarıda ve içeride karşıt ve karmaşık yargılar çok; Türkiye'nin nereye ne kadar ait olduğu hususunda uzlaşmanın müsveddesi bile yok.
Oysa yerimiz birkaç gün önce Güner Karakullukçu dostumun hatırlattığıBüyük Fatih'in Topkapı Sarayı'ndaki 1478 tarihli kitabesinde vasiyet olarak durmaktadır:
'...Doğu ile Batı arasında Allah'ın yardımcısı.'
Fatih Sultan Mehmet kendini böyle tanımlarken Hilafet henüz Osmanlı'da değildir. (Tabii, 'doğu ile batı arasında' ibaresinin gerçekte 'bütün yeryüzü' anlamında bir deyim olduğunu da gözden uzak tutmuyoruz.) Devletimizin pek mütevazı imkanlara sahip bulunduğu yıllarda bile Batı'da Mussolini'nin faşist hülyalarına gözcü dikebilen, Doğu'da Afganistan yoluyla milli tarihin mirasını güncelleştirmeye yönelen Atatürk'te de gördüğümüz bu küresel sorumluluk bilinci maalesef onunla birlikte mezara girmiştir. O günden beri de bu bilincin bir daha hiçbir iktidarın genlerinde ortaya çıkmaması için bütün yeteneksiz siyaset ve kültür adamları, hem de Atatürkçülüğü kimselere bırakmayan çapsızlar kadrosu ile birlikte aynı teknede iş görmüş, aşağılık duygusu hamurundan resmi ideoloji icat etmeye kalkışmışlardır. Bizi, Doğu'da da, Batı'da da var olamaz hale getiren budur.
Tamam; tanrıtanımazlıkla eşdeğer özel laiklik anlayışınız Fatih'in kendini tanımlayışındaki 'Allah'ın yardımcısı' deyimi ile bağdaşmayabilir ama hiçbir şey bu ülkeyi Doğu ile Batı arasındaki 'biricik' yerinden oynatamayacaktır. Allah'a inansanız da, inanmasanız da Türkiye Doğu ile Batı'nın arasındadır! Bu yerimizi inkârdan vazgeçtiğimiz an yönsüzlük belası son bulur.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 'Türkiye'nin Yirminci Yüzyılı'   / 22-04-2005
 Sivil akıl nerede?   / 21-04-2005
 Türkiye'nin yirminci yüzyılı   / 19-04-2005
 YÖK varsa gelecek yok   / 18-04-2005
 Eloğlu ile keloğlu   / 15-04-2005
 Kışkırtan adres meçhul mü?   / 14-04-2005
 Yavuz hırsızın milliyetçiliği   / 12-04-2005
 Papaz uçmaz, medya uçurur   / 11-04-2005
 Türkiye'nin Irak politikasına dair   / 08-04-2005
 Kayıkçı kavgasının mağlupları   / 07-04-2005
ERDAL ŞAFAK
Önümüzde 10 yıl var
Aylardır "geliyorum"...
ÖMER LÜTFİ METE
Doğu ile Batı arasında
Hükümetin iyimserliğine rağmen...
UMUR TALU
Biat ve tabiat
Biraz geç tartışılan... Bu kez de en çok...
ERGUN BABAHAN
Yasa ve yargı
Türkiye henüz demokratikleşme sürecini...
MEHMET ALTAN
Özgüven sorunu...
Alev almış bir gaz tüpünü...
Laikliğin garantisiyim
Irak Cumhurbaşkanı Talabani, Bağdat'taki ofisinde ilk kez bir Türk...
Bush 'Soykırım' demedi
ABD Başkanı Bush, göreve geldiğinden bu yana yaptığı 24 Nisan...
Alex'in Başkenti
Alex'in Başkenti
Lider Fenerbahçe, Ankaraspor'u Brezilyalı yıldızının golüyle geçerken...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu