| |
|
|
Reha Muhtar bizlere balans ayarı yaptı ya
Reha Muhtar'ı atv'deki "Beyin Fırtınası"na konuşmacı olarak davet ederken, ortaya mutlaka ilgi çekici bir tablonun çıkacağını tahmin ediyordum. Örneğin Nazlı Ilıcak Genelkurmay Başkanı'nın konuşmasını mutlaka eleştirecek ve herhalde Reha Muhtar da "Acı var mı acı" benzeri bir şeyler söyleyecekti. Ya da hiç beklenmedik bir soru ile beyin fırtınasını beyin salatasına çevirebilirdi. Hatırlıyorum. Show TV'nin ana haberlerinde, eşini, çocuklarını, kaynanasını ve kayınbabasını öldüren bir adama, canlı yayında bağlanmıştı. Adam suçüstü yakalanmıştı ve karakoldaydı. Reha Muhtar adamı karşısında görünce söyleşiye "Başınız sağolsun, üzgün müsünüz" cümlesi ile girdi. Eşini, çocuklarını, kaynanasını ve kayınbabasını biraz önce öldürmüş olan bu adam, böyle bir cümleyi herhalde hiç beklemiyordu ki, ne cevap vereceğini şaşırıp, kekelemeye başlamıştı. Bir keresinde de bir tren kazasından kurtulmuş, her tarafı kırık ve tepeden tırnağa sargılara sarılmış bir adama "Canınız acıyor mu" diye sormuştu "Sevgili " Reha Muhtar. Ama bizim Beyin Fırtınası'nda bunlar olmadı. Reha Muhtar bir devlet adamı ciddiyeti içinde, Orgeneral Özkök'ün söylediklerinin arkasında kale gibi durup, ona destek verdi. Sivil bir paşa gibiydi açıkçası. Abdülhamid döneminin Beşiktaş Muhafızı "7-8 Hasan Paşa"yı hatırladım ve televizyon stüdyosunun bulunduğu semti düşünüp "Acaba ona da Safaköy Muhafızı 8-9 Reha Paşa desek mi" diye düşündüm. Ama ertesi günkü gelişmeleri izleyince, Reha Muhtar'ın siyasi basiretine hayran oldum açıkçası. Çünkü önce AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Fırat'tan övgü geldi Orgeneral Hilmi Özkök'ün konuşmasına. Sonra da Başbakan Tayyip Erdoğan "İç ve dış gelişmelerle ilgili kanaatini yıllık olarak değerlendirmiştir. Herkesin kanaati şüphesiz kendinedir. Paylaştığımız yerler olur, paylaşmadığımız yerler olur. Ama geneli itibariyle, olgunca bir değerlendirmeydi " diye konuştu. Gerçi bazı yorumcular Org Özkök'ün yoğun siyasi içerikli konuşmasını bir nevi muhtıra gibi değerlendirmişlerdi. Bir yorumcunun da "Bu konuşma ile derin devlet dış politikayı siyasetin elinden aldı" şeklinde sözler söylediği anlatıldı bana. Ama madem ki Reha Muhtar ve Tayyip Erdoğan bu fikirde değildiler, herhalde Nazlı Ilıcak'a da durumu kabul etmek düşerdi. Baktım Reha Muhtar dünkü yazısında da programdaki izlenimlerini anlatmıştı: - Mustafa Kemal gibi gürlüyorum... Genelkurmay Başkanı'nın konuşmasından niye gocunuyorsunuz ki... Bakın bende hiç kaşıntı yaratmıyor... Sizde niye yaratıyor... Anlayamıyorum vallahi... Bunu öyle bir söylemişim ki, bakıyorum stüdyoda ses soluk kesiliyor... Sinek uçsa, duyulacak... Helal olsun bana be... Ne balans ayarı yapmışım... Demek Silahlı Kuvvetler böyle bir şey... Konuştuğun anda, karşı taraf refleks olarak susuyor... Evet durum böyle. Bütün ümidim, sevgili Reha Muhtar'ın sık sık Beyin Fırtınası'na katılması ve kendi deyişi ile arada bir "Toptan demokrat Mehmet Barlas... Solcu demokrat Oral Çalışlar ve muhafazakar demokrat Nazlı Ilıcak"ın arasına girip "Balans Ayarı" yapmasıdır....
|