|
|
|
|
Gül: Gevşeme yok
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, hükümetin AB reformları konusunda ''gevşediği'' yolundaki iddiaların doğru olmadığını belirterek, ''Ortada yapılması gerekip de yapılmamış bir şey söz konusu değildir'' dedi..
Gül, NATO Dışişleri Bakanları gayri resmi toplantısına katılmak için dün geldiği Litvanya'nın başkenti Vilnius'taki temaslarının sonunda Türk gazetecilerinin sorularını yanıtladı. Hükümetin AB süreci konusunda 17 Aralık'tan sonra ''gevşediği'' iddialarıyla ilgili bir soru üzerine Gül, bunun gerçeği yansıtmadığını belirterek, şunları söyledi:
''Bunların hiçbiri doğru değil. Bunun sürekli tekrarlanması kartopu gibi işi büyütüyor. Bunu daha önce söyledik. Ortada yapılması gerekip de yapılmamış bir şey söz konusu değil. Tam tersine Türkiye ve AB arasındaki bütün toplantılar gayet verimli bir şekilde yapılıyor. Türkiye bildiğiniz gibi siyasi kriterlerin büyük bir çoğunluğunu yerine getirdiği için 17 Aralık'ta müzakerelere başlama tarihi aldı.
Yani kritik eşik geçildi dedik. Bu demektir ki, özellikle demokratikleşme alanında daha Türkiye'nin yapması gerekenler vardır. Dolayısıyla hükümetimiz bunun farkında ve şuurundadır. Hükümetimiz reform sürecini devam ettirmektedir. Reform süreci Türkiye'de devam etmektedir. Bunun göstergeleri de gayet açıktır.''
Türkiye'de reform izleme grubunun iki kez toplandığını ve ilgili tüm bürokratların bir araya geldiğini kaydeden Gül, ''Burada Türkiye'nin neler yapması gerektiğini, hangi kanunların çıkması gerektiğini gördük. Hangi yeni adımlar atılacak, bunlarla ilgili değişiklikler yapılıyor. Mesala Vakıflar kanunuyla ilgili Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden bilgi alındı'' diye konuştu.
Bakanlar Kurulu'nun bu konuyu geniş bir şekilde Pazartesi günü dinlediğini kaydeden Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bakanlar kurulu bunun meclise sevkine karar verdi. Çok önemli ve büyük bir adım. Türk Ceza Kanunu (TCK) aslında yürürlüğe giriyordu, ama 2 ay erteledik. Bunun sebebi de bunu daha reformist bir hale getirmek. Bununla ilgili toplantılar yapıldı, komisyonlar toplandı ve 1 Haziran'da bu yasa da yürürlüğe girecek. 15 Haziran da AB zirvesinden 2 hafta önce yürürlüğe girmiş olacak. Bununla ilgili birçok seminer yapıldı ve çok ilginç seminerlerdir. Hazırlık mahiyetindedir. AB'nin iki bölgesi, birincisi İspanya, Portekiz, İrlanda, yani en batı bölgesi müzakereleri nasıl yapmışlar AB'ye üye olmadan önce? Bunların baş müzakerecilerini ve müzakere yapan heyetlerini Türkiye'ye davet ettik. Dünya Bankası ile beraber toplantılar yaptık. Türkiye'nin en üst düzey bürokratları bunları takip etti. Daha sonra AB Genel Sekreterliği ve TOBB işbirliği içerisinde Macaristan, Romanya ve Polonya'nın müzakerecilerini davet etti. Bunlar ne yapmış, bunlarla ilgili toplantılar yapıldı. Bunlar çok önemli toplantılar. Bunun yanında birçok teknik toplantılar yapılıyor. Özellikle Tarım Bakanlığı içinde.''
''AB'Yİ 17 ARALIK'TAN SONRA DA ŞOK ETTİK''
Gül, herhangi bir gevşeme söz konusu olmadığının, bahsettiği şeylerden anlaşıldığını belirterek, ''Ayrıca, Türkiye, bunun altını çizerek söylüyorum; nasıl 17 Aralık'tan önce Avrupa'yı şok edecek kararlar aldı ve süratli bir şekilde AB yolunda ilerlediyse, 17 Aralık'tan sonra da AB'yi şok edecek adımlar atmıştır'' dedi.
''Ne yazık ki Türkiye'nin bu adımlarını biz göstermiyoruz'' diyen Gül, uyum protokolüyle ilgili Türkiye'nin ilk günden müzakere yaptığını ve bununla ilgili mektup değişikliği tamamladığını kaydetti.
Mektup değişimiyle Türkiye'nin topu sahasından AB'nin sahasına attığını ifade eden Gül, konuşmasına şöyle devam etti: ''Şu anda AB kendi sürecini tamamlamakla meşguldür. Türkiye'nin elinde bir şey yoktur. AB kendi sürecini tamamlayacaktır. Şimdi bunları görmezlikten gelip, Türkiye ağırdan mı alıyor lafını söylemek doğrusu bizim ağırımıza gidiyor. Buna biraz da biz sebep oluyoruz aynı şeyleri tekrarlayarak. Şimdi AB'den bizim beklentilerimiz var. Salı günü Ortaklık Konseyi var. Bu, AB ve Türkiye arasındaki en önemli ve en yasal organdır. Türkiye-AB Ortaklık Konseyi toplantısı Lüksemburg'da Salı günü yapılacak. Bu toplantıyla ilgili çok büyük hazırlıklar yaptık. Gümrük işlerinden tutun, siyasi işlere kadar her şeyi kapsıyor. Dolayısıyla birçok bakanlığın iştirakiyle yapılan bir hazırlık. Tüm ilgili bakanlıkların temsilcilerini alıp Salı günü oraya gideceğiz. Bütün bunlar yapılırken Türkiye ağırdan alıyor demek biraz başkalarının oyununa gelmektir. Türkiye üstüne düşen her şeyi yapmaktadır. Sayın Başbakanımız açıklamıştır. Bu konu bizim önümüzdeki birinci konudur. Herhangi bir şekilde AB konusunu hafife almak söz konusu değildir. Tam tersine önümüzde yine lokomotif olarak durmaktadır. Kararlılığımızda herhangi bir değişiklik söz konusu değildir.''
"POLONYA MECLİSİ HAZIRLIKSIZ YAKALANDI"
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Polonya Dışişleri Bakanı Adam Daniel Rotfeld'in, Polonya Meclisi'nin sözde Ermeni soykırımıyla ilgili önceki gün alınan karara hazırlıksız yakalandığını söylediğini belirtti.
Gül, NATO Dışişleri Bakanları gayri resmi toplantısı için geldiği Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta temaslarını tamamladıktan sonra düzenlediği basın toplantısında, Rotfeld ile baş başa görüşme olanağı bulduğunu söyledi.
Rotfeld ile görüşmesinde iki gün önce Polonya Meclisi'nde alınan kararı konuştuğunu ifade eden Gül, şunları kaydetti: ''Polonya Meclisi'nde böyle bir karar çıktı. Sayın Bakan, bazı milletvekillerinin biraz politik tavrı olduğunu söyledi. Meclisin biraz hazırlıksız şekilde yakalandığını söyledi. Meclis başkanının eski dışişleri bakanı olduğunu hatırlattı. Elinden geleni yaptığını, ama böyle bir şeyi önleyemediğini, hükümetin aynı düşüncede olmadığını ve hükümetin bunu her zaman dile getirdiğini söyledi. Polonya halkının gerek Türkiye Cumhuriyeti, gerekse Osmanlı İmparatorluğu'na şükran borçlu olduğunu söyledi.
Çünkü onlar 1800'lü yıllardan beri işgal altındayken Osmanlılar Polonya'nın işgalini hiçbir zaman tanımamışlardır ve onların yerini daima boş tutmuştur. Tüm yapılan toplantılarda Osmanlı lideri Polonya sefirinin yerini boş tutturur ve Polonya sefirinin ne zaman geleceğini sorardı. Bunu kendisi bana söyledi. Polonya halkının Türklere daima şükran duygusu içinde olduğunu söyledi. Bunun küçük bir grubun meclisi boş bulduğu sırada geçirdiği bir tasarı olduğunu söyledi.''
''ERMENİSTAN'DAN YANIT GELMEDİ''
Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Ermenistan'a gönderdiği mektuptan sonra Ermenistan yöneticilerinin basın yoluyla yaptığı açıklamaları nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, ''Ermeni liderlerinin basın yoluyla yanıtları çok sağlıklı olmuyor. Çünkü biz de bazen aynı şekilde bir şey söylüyoruz o farklı yansıyabiliyor'' yanıtını verdi.
Abdullah Gül, bugün de gazetelerde Ermenistan Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan'ın beyanını gördüğünü ve basına yansıyan demecinin doğru olmadığını belirterek, ''O yüzden bu konuları biz çok dikkatli bir şekilde götürürüz'' dedi. Gül, Başbakan Erdoğan'ın mektubuna Ermenistan'dan henüz yanıt gelmediğini, ancak önümüzdeki günlerde geleceğini kaydederek, şöyle devam etti: ''Burada ne söylüyoruz: Bu tip iddialar varsa, biz kendimizden eminiz, bu iddiaları araştırırız. Onun için biz her türlü devlet arşivlerimizi açtığımızı, dolayısıyla ilgili ülkelerin de aynı şekilde arşivleri açmaları gerektiğini ve bunlara bilim adamlarının bakması gerektiğini, hatta bu bilim adamlarının bağımsız olabileceğini söyledik.''
Olayın siyasallaştırılıp Türkiye aleyhine bir propaganda aracına çevrildiğini gördüklerini ve bunu Türkiye'nin kabul etmesinin mümkün olmadığını söyleyen Gül, ''Olmamış bir şeyi, Türkiye Cumhuriyeti zamanında değil, Osmanlı zamanında yapıldı deyip de geçmemiz mümkün değil. Atalarımıza böyle bir lekeyi bulaştırmamız mümkün değil. Dolayısıyla bu konunun araştırılmasında rahatsız olmayız'' diye konuştu.
Türkiye'nin tam tersine bu konuların araştırılmasını teşvik ettiğini belirten Gül, ''Çünkü acı dönemi bu topraklar üzerinde yaşayan herkes geçirmiştir. İşte görüyorsunuz ne kadar çok Türk, onlar da canlarından olmuştur'' dedi. Gül, Türkiye'nin bu meseleleri uzun yıllar konuşmadığını, Türkiye'nin bugün de belki en büyük hatasının bu olduğunu kaydetti.
''Şimdi ortaya çıkarma, sanki olmayan bir şey ortaya çıkarılıyor gibi algılanıyor'' diyen Gül, yeni kurulan cumhuriyetin yeni nesillere yeni bir istikamet verdiğini belirterek, ''Geçmişte olmamalarını ve geçmişin acılarını tekrar deşmelerini istemediği için o zamanki olayları gündeme getirmediler. Ama ne zamanki bunlar başkaları tarafından gündeme getirildi, o zaman biz de bunları gündeme getiriyoruz. Bu acıları o topraklar üzerinde yaşayan herkes çekmiştir. Şimdi bunların üzerinden politika yapmanın hiç kimseye faydası yoktur'' dedi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|