|
|
|
|
|
|
Şarkılarımı söylemeye devam edeceğim
Ömrünü sanata adayan ve Türk müziğine birbirinden unutulmaz eserler kazandıran Mustafa Sağyaşar, 53. sanat yılını kutlamanın heyecanını yaşıyor. 25 Nisan gecesi dostlarıyla birlikte AKM'de birbirinden unutulmaz şarkılarını seslendirecek olan sanatçı, "Bu şölenle sanatımı noktalıyor değilim. Şarkılarımı söylemeye devam edeceğim" diyor..
Hayatını sanata adayan ve Türk müziğine birbirinden unutulmaz eserler kazandıran Mustafa Sağyaşar, 53. sanat yılını kutlamaya hazırlanıyor. İki aydır heyecanlı bir koşuşturma içinde olan Sağyaşar, 25 Nisan gecesi, Atatürk Kültür Merkezi'nde dostlarıyla bir araya gelecek. Adana Halkevi Müzik Derneği'nde başlayan sanat yaşamını, 1951 yılında henüz 18 yaşındayken girdiği TRT'de sürdüren Sağyaşar, "Bu kutlama benim aynı zamanda TRT'de geçirdiğim yılların da kutlaması" diyor. 1999 yılında TRT'den emekli olduktan sonra ses sanatçılığı, koro şefliği, repertuvar kurulu üyeliği ve icra denetim kurulu üyeliği yapan Sağyaşar, Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde de Türk müziği dersi veriyor. Sanatçı, 53. sanat yılında hissettiklerini cümlelere şöyle döküyor:
ÇOK HEYECANLIYIM * 50. sanat yılımı çeşitli nedenlerle kutlayamamıştım. Bugüne kısmetmiş. İki aydır çok heyecanlıyım. Tüm aile birlikte hazırlanıyoruz bu geceye... * 1998 yılında 'Devlet Sanatçısı' unvanı aldım. 1951 yılında Ankara Radyosu'nda müziğe profesyonel olarak başladım. Sanat yaşantıma 1972'de İstanbul Radyosu'nda devam ettim. Bugün 71 yaşındayım ve hayatımın 53 yılını müzikle iç içe geçirmenin heyecanını yaşıyorum. * Mesleği bırakmadım. Hayatımda gece gündüz müzik var. Ben sanat yaşamımda kendi tarzını yaratmaya çalıştım. 'Sanat taklitle başlar' derler. Biz de öyle başladık. Amatör zamanlarımda Münir Nurettin'e hayrandım. Sesimi ona benzeterek, onun gibi söylemeye çalışırdım. Ancak radyoya girmemle beraber taklitten uzaklaştım. 45 yıldır da Mustafa Sağyaşar olarak kendi ekolümü, tarzımı yarattım. * Sanatta bir öncekilerden etkilenmemek mümkün değil. Gelmiş geçmiş en iyi kadın seslerinden olan Sabite Tur Gülerman'la birlikte daha çok sayıda sanatçı büyüğümüz oldu, tabii ki onlardan etkilendik. * TRT'ye girdiğim ilk yıllarda, 1955'lere kadar imkansızlıklar içinde çalıştım. Kayıt yapmak bile mümkün değildi. Zor şartlarda çalıştık. O yüzden canlı okumak beni hem heyecanlandırıyor hem de esas olan bu. O zaman hissederek okuyorsunuz. * 53 yıllık sanat yaşamıma çok sayıda plak sığdırdım. Arşiv çalışmalarıyla da müziği katkıda bulundum. Bugüne kadar 125 küçük 45'lik plak, 10 taş plak, 10 uzun çalar yaptım. 400'ü aşkın parça yorumladım.
SİLAH BİLE ÇEKTİLER * Beste yapmaktansa güzel besteleri okumayı tercih ettim. Benim sadece 3 bestem var. 'Karam', 'Sabret Gönül', 'Bu Akşam Bütün Meyhanelerini', 'Nasıl Geçti Habersiz', 'Ne Yeşili Ne Siyahi', 'Nazar mı Değdi Bize', 'O Ağacın Altında', 'Unutamam Seni', 'Sevmekten Kim Usanırdı', 'Kader Kime Şikayet Edeyim' gibi şarkılar dillerden düşmedi. * İlk kez sahneye 1961 yılında Ankara Göl Gazinosu'nda çıktım. İkisi bayan 4 kişilik bir grup vardı. Benden ısrarla 'Sıra Saçlı Yarimin Can Bahşederken İşvesi' adlı parçayı okumamı istiyordu. Bu parça da okuyacağım parçalar arasındaydı ama sırası vardı. Ben inatçıyım o da inatçı. Daha sonra bana peçete altından silahını çekti. Saz grubumdaki arkadaşlar da görüp, heyecanlanınca, hemen o parçayı çaldılar ve ben de okudum. Ancak bu kişiler bir gün sonra bir sepet çiçekle gelip, özür dilediler..."
NEBAHAT KOÇ MERKEZ
|
|
|
|
|
|
|
|
|