|
|
Keşke Altan Abi olsaydı...
1990 yılıydı. Mesleğin ilk basamaklarındaydım. Maliye Bakanlığı'nı, üstadların dünyasını O'nunla keşfetmiştim. Gelirler Genel Müdürü'ydü."Devlet" gibi adamdı. Ciddiydi. Ağırlığı her an hissedilirdi. Bilgili ve iddialıydı. Hesap uzmanıydı. Kurul'a çok sahip çıkardı. Teşkilattaki dengeleri ise gözardı etmezdi. Geriye dönüp baktığımda, kendisiyle yaptığım sohbetleri bir kenara not etmemiş olmayı büyük eksiklik olarak görürüm. Altan Abi'yi 10 yıl önce kaybettik. 3 Mayıs 1995'te aramızdan ayrıldı. Yıllar sonra arkasından yazı yazmaya değer kaç kişi vardır ki Altan Tufan'ı, bugün de aramızda yaşatan yönü, "gelecek öngörüsü" ve "insana yatırımı" idi. Maliye eski Bakanı Sümer Oral'ın keşfettiği isimlerdendi. Ama Özal döneminde yıldızı parlamıştı. Hepimizin hafızasına kazınan Katma Değer Vergisi'nin mimarlarındandı. 1992'deki iktidar değişikliğinde görevden alındığında çok "alınmıştı." Özal, O'na sahip çıktı. Köşk'e danışman yaptı... Daha sonra,"Temiz çalışıyorlar" dediği bir özel bankaya geçti. Demirel, Cumhurbaşkanı olunca vergi konularında yine O'na danışmayı ihmal etmedi...
Reform yeni keşfedilmedi Altan Abi, vergi yasalarıyla geçen ömrünü, Gelir İdaresi'nin yeniden yapılandırmasına da adamıştı. Hani bugün yapıldığı söylenen idari reform var ya... Altan Bey, o konuda çoktan çalışmaya başlamıştı. 1990-94 dönemini kapsayan 6. Beş Yıllık Kalkınma Planı'ndaki hedefleri, şimdi tartıştığımız düzenlemenin ötesinde vizyona sahipti: "Vergi idaresinin, verginin süratli ve sağlıklı toplanmasına elverişli, kendi içinde bütünlüğü olan bir yapıya kavuşturulması sağlanacaktır... Vergi idaresi merkez ve taşrada süratle reorganize edilecektir... Otomasyon yaygınlaştırılacak." Gelir İdaresi, aslında 50 yıl önce düşündüğü, son 10 yılda yoğunlaştırdığı reform çabasını nihayet bir yasaya dönüştürdü. Büyüklerimize haksızlık etmeden soralım: "Peki kim memnun?" Güçlü bir Gelir İdaresi Başkanlığı mı var? Hayır. İdari ve mali özerkliği mi var? Hayır. Hesap uzmanıyla maliye müfettişiyle, gelirler kontrolörleriyle, denetmenleriyle bir bütünlük sağlanabildi mi? Hayır. Taşra teşkilatına, etkinlik ve yetkinlik kazandırılabildi mi? Hayır. Bu kadar çok "hayırı" olan bir yasadan ne kadar "hayır" geleceğini zaman gösterecek. Maksat IMF'nin gönlü olsun!
|