|
|
IMF anlaşması üç yıl sürecek mi?
Geçen hafta, IMF ile yeni bir standby yapılması konusunda anlaşma sağlandığı açıklandı. IMF Başkanı'ndan övgü dolu sözler basında yer aldı. Bir aksilik olmazsa mayısın ikinci yarısında İcra Direktörleri Kurulu bu üç yıllık anlaşmayı onaylayacak. Bu arada politik içerikliler de dahil oluşan pürüzlerin aşıldığı anlaşılıyor. IMF Başkanı ve Türkiye Masası Şefi'nin kendilerinden emin bir biçimde yaptıkları açıklamalardan bu sonuç çıkıyor. Şimdilik durağan bir seyir izleyen TürkiyeABD ilişkilerinin geleceği, Başbakanın olası Washington ziyareti sonrasına ertelenmiş bir durumda. Anlaşma üç yıllık olacak. Şimdilik detaylarını bilmiyoruz. Makroekonomik politika uygulamalarının içeriği, yeni yapısal reformların neler olacağı, periyodik görüşmelerin süresi, verilecek 10 milyar doların hangi tarihlerde çekileceği ve en önemlisi satır aralarında nelerin bulunduğu niyet mektubu açıklandığında öğrenilecek. Eğer Hükümet izin verir de standby dökümanları kamuoyuna açıklanırsa, şeffaflık daha da artacak.
Seçim dönemini de kapsıyor Bunlar neden önemlidir diye sorgulamayın. Üç yıllık bir süre uzun bir zaman dilimini kapsıyor. Normal şartlarda 2007'de yapılacak seçimi de kapsayacak. Eğer seçim için şartlar 2006 yılını zorlarsa uygulamanın ortasında seçim olacak. Kuraldır, hiçbir iktidar IMF anlaşması ile seçime girmek istemez. Bu tüm ülkeler için geçerlidir. "Seçim atmosferine" girildiğinde iktidar IMF disiplinine kendini bağlamayı arzulamaz. Muhalif partilerin IMF ile ilgili olarak kendisine yönelttikleri eleştirileri bu yolla giderip, seçmenin karşısına çıkmak isterler. Brezilya Başkanı Lula'da aynı nedenlerle, IMF anlaşmasını yinelemedi. Seçime hazırlanıyor. Normali, ülkelerin sağlıklı, düzgün ve kredibilitesi yüksek makroekonomik politikaları kendilerinin çizip, uygulamasıdır . Hükümetlerin bunu yapacağına dair piyasaların ve kamuoyunun güvenini sağlamaları yeter, artar bile. Disiplini elden bırakmadan, gereksiz popülist sevdalara kapılmadan işi sürdürseler oy oranlarını da artıracakları kesin.
Fırsat kaçtı Hükümet son 34 ayda ne yazık ki, bu fırsatı kaçırdı. Bir önceki standby sona erip "devre arasındayken" teşvik yasası, Ziraat Bankası faizlerinin düşürülmesi, yapısal yasaların geciktirilmesi, Merkez Bankası'na karşı tavır alma gibi konularda kamuoyunun tepkisini çeken uygulamaların içine girdi. Zihinlere "seçim zamanı kim bilir neler olur?" sorusunu yerleştirdi. Buna bir de mevcut ekonomik göstergelerle "IMF'ten mezun olunamayacağına ilişkin" kanılar eklenince, Hükümetin direnci kırıldı. AB faktörünü de dikkate aldı. Sonunda IMF ile yeni bir anlaşmaya razı olmak zorunda kaldı. Bu durumda beklenen olası senaryo şu: Hükümet biraz da istemeyerek girdiği bu üç yıllık anlaşmayı bir ya da iki yılı sürdürecek. İşler umulan gibi giderse, IMF'ye başvurup "Bakın biz iyi gidiyoruz. Sizin de onayınız olursa, bu işi noktalayalım. El sıkışıp ayrılalım.Türkiye'nin başarısı da sizin hanenize yazılır" deyip işi bitirecek. Çabalarını da seçime yöneltecek. Bakalım, göreceğiz.
|