|
|
|
|
|
|
Kalp krizi geçirmeden by-pass olanın ameliyat riski azalıyor
Uzmanlar, kalp krizi geçirmeden doktora giden ve kalp adalesinin kasılmasında bir sorun olmayanlarda, ameliyat riskinin binde beşin altına düştüğünü söylüyor. Ameliyata girişteki psikolojik hazırlık dönemi ve hastanın ruh hali de operasyonun başarısını etkiliyor
Florence Nightingale Hastanesi Kalp Cerrahisi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Belhan Akpınar, kalp ameliyatlarıyla ilgili soruları yanıtladı:
* Kalp ameliyatı hangi durumlarda gerekli? Türkiye'de en çok kalp damarlarının tıkanıklığı veya daralması durumunda, kroner by-pass ameliyatları yapılıyor. Bazen kalp kapakçığı bozukluklarının düzeltilmesi ya da kalp deliklerinin kapatılması gibi durumlarda da operasyon kaçınılmaz oluyor.
* Kalp ameliyatı yapmadan önce mutlaka anjiyo mu yapılır? Hemen hemen 100 hastadan 90'ına kalp ameliyatlarından önce damarların durumunun görülmesi için mutlaka anjiyo yapılması gerekir. 30 yaşın altındaki hasta grubunda, kalp deliği, kapakçık problemi gibi durumlarda, anjiyo yapmadan da, sadece eko ile ameliyata almak mümkün.
Pozitif yaklaşım önemli
* Anjiyo tedaviye yardım eder mi? Anjiyo sadece bir teşhis aracıdır, tedavide yeri yoktur. Bazı hastalar anjiyodan sonra ağrılarının geçtiğini ya da arttığı söylüyor. Bu tamamen psikolojik bir durum.
* Riskli midir? Anjiyonun riski çok çok azdır. Anjiyo sırasında beklenmedik bir problemle karşılaşma oranı 10 binde bir civarındadır. Anjiyo yerinde kanama ya da anjiyoya bağlı ritim problemi gelişmesi ya da nadir görülen damar yırtılmasına bağlı olarak, operasyon gerekebilir. Ama bunlar çok nadirdir.
* Kalp ameliyatının başarısı nasıl değişir? Kalp ameliyatlarındaki başarıyı etkileyen nedenlerin başında, hastanın kendi yapısı gelir. Hasta herhangi bir enfarktüs geçirmeden, by-pass ameliyatı için geliyorsa, kalp adalesinin kasılmasında bir sorun yoksa, bizim için en önemli kriter budur. O zaman böyle bir ameliyatın riski binde beşin altına düşer. Bunun dışında hastaya bağlı diğer risk faktörleri önemlidir. Şeker hastalığı olması, kronik sigara içicisi olması, akciğer sorunu bulunması, kilolu olması, ameliyat riskini olumsuz yönde etkiler. Kişilik özellikleri, hatta ameliyata girişteki psikolojik hazırlık dönemi ve ruh hali ameliyatın başarısını etkiler. Hasta ameliyata pozitif bir yaklaşımla giriyorsa, bu hastanın iyileşme dönemini kısaltır. Olumsuz yaklaşırsa, riskleri abartırsa, hakikaten bu risk kişinin başına gelmese bile, iyileşme dönemi sıkıntılı oluyor.
* Kalp ameliyatında doktorun tekniği önemli mi, hastanın iyileşme süreci buna göre değişir mi? Bizim işimizde her hastanın bedenine göre ayrı bir model dikmek gerekli. Standart tekniklerle kalp cerrahisinin riski yüzde iki - üçlere kadar inmiş durumda ama bazı özel hasta gruplarında; böbrekleriyle ilgili problemi olanlarda, sigara içenlerde daha önceden beyinle ilgili problem geçirenlerde, çalışan kalpte by-pass yapmak, kalp akciğer makinesini kullanmamak riski önemli ölçüde azaltıyor. Değişik kurumların kendine göre yöntemleri var. Anestezi almasını istemediğiniz bir hastada uyanık ameliyat yapmak gerekli. Son olarak da göğsü açmadan yapılan robotik ameliyatlar belli grup hastalarda riski azaltıyor. Bazı merkezlerin ve doktorların özel yaklaşımları, kalp ameliyatı riskini daha da aşağı çekiyor.
* Kimler için kalp ameliyatları daha risklidir? En büyük risk, daha önce birden fazla kalp krizi geçirmiş, kalp adalesinin kasılması bozuk olan hasta grubunda. Bunun dışında; şeker hastalığı olan kilolu kişilerde, böbrek yetmezliği olanlarda, 75 yaş ve üzeri hastalarda risk daha fazla.
* Kalp yetmezliği birden ortaya çıkabilir mi? Kalp yetmezliğinin bir nedeni uzun yıllar süren yüksek tansiyon, şeker hastalığı ya da kapak problemine bağlı 5-10 yıl içinde gelişen kalp yetmezliği olabildiği gibi, ani olarak enfarktüs sonucu kalbin pompalama gücünü yitirmesine bağlı olarak da gelişebilir.
Merkez iyi araştırılmalı
* Kalp krizinden sonra mutlaka ameliyat gerekir mi? Kalp krizinden sonra kardiyolojik incelemelerin yapılması gerekli. Bunlar elektro ile başlayıp, en son anjiyo ile bakılabilir. Damarların durumuna göre, balon ya da stentle tedavi olabileceği gibi, iki damarın üzerinde darlık ya da tıkanıklık problemi varsa, o zaman kalp ameliyatı gerekebilir.
* İnsanlar kalp ameliyatı olacakları hastaneyi nasıl seçmeli? O merkezin en az senede 750 ameliyat yapıyor olması gerekli. Komplikasyon oranlarının açıklanması gerekli. Hastaların bakmaları gereken şey, ameliyatların uzun dönem sonuçlarıdır. Ameliyat olan hastalar nasıl girip, nasıl çıkıyorlar? Ameliyat sonrası bir sorunları oluyorsa, bu merkez tekrar onlarla ilgileniyor mu? Bunları araştırsınlar. Hastane konusunda iyi araştırma yapılmalı.
* Kalp içine takılan stentlerle ilgili pek çok spekülasyon çıktı. En kaliteli olanı nasıl anlaşılır? 'En pahalısı en kalitelisidir' demek doğru olmasa da, iyi olanlarının daha pahalı olduğunu kabul etmek gerekir. Bu stentler 'ilaç kaplı olanlar' ve 'normaller' diye ikiye ayrılıyor. İlaç kaplı olanların bariz üstünlükleri var. Piyasada da iki adet ilaç kaplı stent var. Bunların ikisi de kalite olarak gayet iyi. Bu işi yapacak olan kardiyologun yol gösterici olması gerekli.
* Hasta kendi stendini seçebilir mi? Kardiyologun hasta sormadan bunları açıklaması ve anlatması gerekiyor. İlaç kaplı olmayanları devlet ödüyor ama ilaç kaplı olanlarını ödemiyor. Bunlar hastaya anlatılmalı.
|
|
|
|
|
|
|
|
|