Sezen Aksu'yu sevmek...
Hülya Avşar, "Allah herkese Sophia Loren güzelliği nasip etsin" demiş. Ben de diyorum ki, "Allah herkese Sezen Aksu konseri izlemeyi nasip etsin..." Tamam tamam siz de haklısınız... Sezenci'nin bilet bulanı var, bulamayanı var, İstanbul'da ikamet edeni var, Adanalı'sı var... Şimdi öyle ballandıra ballandıra çiziktirirsem can çeker, iç burulur tabii... Ama laf aramızda kalsın, ben de bugünlere ne mücadelelerle geldim. En güzel, körpecik çağlarımda şöyle bir ağız tadıyla Sezen Aksu'mu izleyemedim. O 'Sen Ağlama' diyecekti ben zırlayacaktım, uzun yıllar ekilen ve terk edilen bir genç kız olarak, 'Geri Dön', 'Gitme Duur!' diye çığıracaktım. Sonra da 'Değer mi Hiç?''le yolumu bulacaktım. Da nerdeee? Ya biletler tükenmişti, ya salonun en arkasına düştüm, ya konser açık havadaydı yağmur yağdı, ya biricik Sezenim hastalandı ikinci yarıya çıkamadı... Trafikte tıkandım, ses tesisatı bozuldu, yanıma düşen bir abimize diğer abi, "Benim yerimden kalk leyyyn" çekti, kendini bilmez bir manita aday adayı beni ekti... Daha neler, neler? Ve geçen cuma itibarıyla şeytanın bacağını kırmış bulunmaktayım. Büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden öper, tüm BKM (Beşiktaş Kültür Merkezi) çalışanlarına teşekkürü bir borç bilirim. Kazasız belasız hem de en iyisinden bir Sezen konseri geçirdim ya, Allah tuttuğunuzu altın etsin. Neyse, konsere dönelim, okuyucuyu bilgilendirelim. Şimdi söz konusu konser 'Sezen Unplugged', hani Lütfi Kırdar'da yapılan. Başlama saati dokuz. Biletler karaborsa... Aman taklaya gelmeyelim, yerimizi bilelim hesabı sekiz buçukta koltuğuma yerleştim. Ayıptır söylemesi yanımda da sevgilim. Hani kör istedi bir göz, Allah verdi iki göz olayı... İki sıra önüme de Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer ve eşi Semra Sezer. Salon tıklım tıklım, eminim çok güzel bir gece olacak. Derken Sezen Aksu kolsuz, sağ bacaktan derin yırtmaçlı elbisesi, kısacık sarı saçlarıyla sahneye çıkıverdi. Öyle kimileri gibi tüller içindeki elbisesinin kollarını aça aça 'İşte starınıza geldiniz, buyrun benim' edasıyla değil. Yandan yandan sanki evimize misafir gelmiş dostumuz gibi çıkıverdi... Zaten ben Sezen Aksu'yu niye sevdim, ona neden Sezen'im dedim ki? Kendisi saygıda kusur etmediğim en yakın arkadaşım sanki. Ve herkesin sevdiği ama yalnızca bana aitmiş gibi... Albümünde Levent Yüksel'in seslendirdiği 'Uslanmadım'la açılışı yaparken ben Sezen Aksu'yu neden sevdiğimi düşündüm... Düşün düşün zordur işin demişler; "Kızım Ayşe tut bakalım bir şarkı, falın olsun, hem senin hem sevdiğinin olsun..." Bahtıma 'Sen Ağlama' albümünden 'Çocuklar Gibi' düştü.
...Gerisi en güzel Sezen Aksu şarkıları, en tatlı Sezen sohbetleri ve nefis bir gece! (Repertuvarı ve dekoru yapan Yaşar Gaga'ya tebrikler...) Hani şu 'pozitif elektrik', 'enerjisi yüksek', 'frekansı iyi' tanımlamaları kol geziyor ya... İşte tüm o dedikleri ve daha da ötesi Sezen Aksu. Üstelik bu konserde orkestrası, vokalistleri, Peruş'u, köpeği Cano'su, hiç görmediğimiz fotoğraf arşivi ile bize daha yakın. Sezenciler kesin izlemeli, izlemeyene 'Sezenci' denmemeli. İki buçuk saat, şıp diye geçiverdi. Sezenim hem ağlatıp hem kıvırtarak söylediği Rakkas'la veda etti. Hani onu neden sevdiğimi düşünüyordum ya, cevabı bu konserdeymiş meğer. Tek kelimeyle eşsizsin Sezen Aksu!
Sözün şiirlerin mükemmelidir Senden başkasını seven delidir Yüzün çiçeklerin en güzelidir Gözlerin bilinmez bir diyar gibi
Başını göğsüme sakla sevgilim Güzel saçlarında dolaşsın elim Bir gün ağlayalım bir gün gülelim Sevişen yaramaz çocuklar gibi
|