| |
|
|
Evren: Devlet zaaf içindeydi... Biz geldik
Tarih 25 Kasım 1979. "6. Demirel Hükümeti" Meclis'te güvenoyu aldı. Hükümet hemen kolları sıvadı. Yeni bir ekonomik program (24 Ocak kararları) üzerinde çalışmaya başladı. İşte tam bu sırada... Komutanlar, Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'e bir "mektup" verdiler. (27 Aralık) Mektup "ülkenin gidişatını" eleştiriyordu.
MEKTUP
Cumhurbaşkanı Korutürk bu mektubu "bir hafta sonra" açıkladı. (2 Ocak 1980) Komutanlar 4 Ocak'ta da Başbakan Demirel'e "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yasal ve icraya ilişkin isteklerini içeren" bir mektup verdiler.
MUHTIRA
"Çeyrek asır sonra" Marmaris'in Armutalan'ında Evren'e "o konuyu" açtık. - Siz Genelkurmay Başkanıydınız... Yazdınız... Verdiniz... Sonra? Evet... Muhtırayı verdik... Sonra Kuvvet komutanları ile oturduk, konuştuk. - Ne konuştunuz? - Dedim ki: Yahu, muhtırayı verdik ama yine Süleyman Demirel'e rastladı... Halbuki göreve yeni geldi... Suçu. Günahı yok... Ama ne yapalım ona rastladı.
DERİN DEVLET
Kenan Evren: - Hakikaten, 1979'un sonunda kurulan hükümetin de, o hükümetin başkanı olan Demirel'in de bir suçu yoktu... Daha sonra da hep yanımızda oldu. - Demirel mi? - Evet. - Nasıl? - Sıkıyönetim Koordinasyon Kurulu toplantılarında Süleyman bey hep yanımızdaydı... Bütün Sıkıyönetim komutanlarına, hizmetlerinden dolayı takdir ve teşekkürlerini ifade etti. - Ama yine de... - Evet... Ama ne yapsın, devlet işlemiyordu... Huzur ortamı yok olmuştu... Kan akıyordu... Sokakta güvenlik yoktu... Öyleyse ne olacak? - Ne olacak? - Derin devlet fevkalade rahatsızdı... Herkes ordu müdahale etsin diyordu... Bir kişi çıkıp da, daha müdahalenin zamanı gelmedi demedi.
DEVLET ZAAFI
- Sayın Evren, o süreçte Başbakan Demirel ile sık sık konuşuyordunuz. - Elbette. - Süleyman bey durumun nereye doğru gittiğini görmüyor muydu? - Görse ne çare?.. Süleyman Demirel'in de yapacağı bir şey yoktu... Kaymıştı... Devlet zaaf içindeydi... Gelmek gerekiyordu... Geldik.
GAZETECİYE DAVA AÇMADIM
Kenan Evren, Yeni Asır hariç bütün gazeteleri kapattırdığını, ancak eleştirilere rağmen hiçbir gazeteciyi mahkemeye vermediğini söyledi, "Ancak ailemi işe karıştırmadılar. Karıştırsalardı, galiba dava açardım" dedi.
|