|
|
Kamu bankalarında ortak yönetim haksız rekabet yaratıyor
57. Ecevit Hükümeti'nden bu yana kamu bankalarının (Ziraat Bankası, Halk Bankası), ortak yönetim kurulu vasıtasıyla yönetilmesi başlı başına bir rekabet ihlalidir. Aynı zamanda haksız rekabet de yaratmaktadır. Kamu Bankaları Ortak Yönetimi'nin bankalar arasında haksız rekabet yarattığını, ilk günden bu yana gündeme getirmeme rağmen, maalesef bugüne kadar bu uygulamadan vazgeçilmedi. Aynı kişinin iki ayrı bankanın yönetiminde yer alması, her iki bankanın aldıkları kararlardan haberdar olması demektir. Diyelim ki Ziraat Bankası'nın bir müşterisine ait bir bilgiyi, Halk Bankası yönetimi olarak da bilmesi ve buna dayanarak işlem yapılıyor olması diğer bankalara karşı bir haksız rekabet yaratacaktır. Ziraat Bankası'nın söz konusu müşteriye ait gizli bilgileri, Halk Bankası olarak sahip olacak, fakat bu bilgiler İş Bankası veya Garanti Bankası tarafından bilinmeyecek, o zaman haksız rekabet yaratılmış olacak. Sonuçta bir bankanın aldığı kararlardan, bir diğer bankanın yönetiminin haberdar olması ticari sırlarla da bağdaşmaz. Bunun dışında, bir kişinin veya şirketin Ziraat Bankası'na bir borcu var, ancak Halk Bankası'na yok. Halk Bankası'nda bir işlem yapacak. Yönetim aynı olduğu için, o kişinin Ziraat Bankası'na olan borcundan dolayı 'git Ziraat Bankası'ndaki borcunu öde sonra gel senin Halk Bankası olarak işini yapalım' derse bu da haksız rekabet yaratır. 1992 yılında Prof. Dr. Akın İlkin Şekerbank Yönetim Kurulu Üyesi iken, Eximbank Yönetim Kurulu'na da seçildi. O dönemde Hazine Müsteşarlığı uyarıda bulundu, 'her iki bankada aynı anda yönetimde bulunamazsın' diye. Üstelik Şekerbank ticari banka, Eximbank ise ihtisas bankası olmasına rağmen. Bunun üzerine Prof. İlkin, Şekerbank Yönetim Kurulu üyeliğinden ayrılmak zorunda kalmıştı. Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu uygulamasının bu yönü ile yanlış olmasını her martta gündeme getirmemize rağmen, yanlıştan dönülmüyor. Ancak bir gün, Ziraat Bankası veya Halk Bankası müşterisi, bu nedenle herhangi bir uygulamasını bu gerekçe ile yargıya götürürse, alınmış olan bütün kararlarını iptal edebilir. Ortaya çıkacak durumu düşünebiliyor musunuz? Erdoğan Hükümeti'nin bu konuyu bir kez daha gündemine alması yararlı olabilir.
|