Görünen o ki, Bursalı Alara şirketi Arjantin'de yaptığı yatırımlarla Arjantin hükümetini etkilemeyi başarmış. Önceki gün Arjantin Dışişleri Bakanı RafaelBielsa'yla bir öğlen yemeğinde buluşan küçük bir işadamı grubunun toplantısına katıldım. Bakan Bielsa'nın övgüyle söz ettiği Türk yatırımcılarından biri Arjantin'den dünyaya lastik üretmek amacıyla tekstil ihraç eden SabancıGrubu, diğeri de Arjantin'in Mendoza,ChubutveSantaCruz kentlerinden kirazihraçedenBursalıAlaraGrubu'ydu. Alara hakkında küçük bir dip not verecek olursam, şirket Arjantin'de yılın 12 ayı kiraz üreterek yılda 45 milyon dolarlık bir ihracata imza atıyor. Geçtiğimiz günlerde Yılın Girişimcisi ödülünü alan şirketin 35 yaşındaki genç patronu Kerim Taner, Alara'nın 2010 yılı hedefini 100 milyon dolarlık ihracat olarak açıklamıştı. Tekrar yemeğe dönecek olursam, KarayiblerveLatinAmerikaTicaretDerneği'ninkurucusuAykutEken öncülüğünde yaklaşık 35 kadar işadamının davetli olduğu toplantının ev sahipliğini İstanbulValisiMuammerGüler üstlenmişti. Yemek öncesinde küçük bir konuşma yapan Bakan Bielsa, Türk işadamlarını Arjantin'e yatırım yapmaya davet etti. Peki ama üst üste bu kadar çok kriz yaşayan ve dış borçlarının altında ezilen bir ülkeye Türk işadamlarının yatırım yapması için gerekli güven artık oluşmuş muydu? Sabancı ve Alara krizlere aldırmadan bu ülkeye gitmişlerdi, bu yatırımcıları diğerleri takip eder miydi? Dışişleri Bakanı güven sözü veriyor muydu? Bakan Bielsa'ya bu soruları yöneltince, aldığım yanıt, "Biz yeniden güven inşa etmek için çok çalışıyoruz. Bakın ikili ilişkilerimizi geliştirmek için buraya geldik. Daha önce Çin'e, Hindistan'a gittik. Dünyanın her yerini dolaşıyoruz ve çok çaba sarfediyoruz" cevabını aldım. Özetle Arjantinli Bakan, ülkesinin iyi bir yatırım alanı olduğu konusunda Türk işadamlarını ikna etmeye çalışıyor ve sürekli olarak Arjantin'in güçlü bir ülke olduğu vurgusunu yineliyordu.