AB kararlılığı devam ediyor
Başbakan Vekili Abdullah Gül, Hükümet'in AB kararlılığının aynen devam ettiğini bildirerek, ''AB, birinci önceliğimiz olmaya devam ediyor'' dedi.
Gül, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, son günlerde bazı medya organlarında ''Hükümet AB hedefinden ayrılıyor mu? Hükümet AB heyecanını kaybetti mi?'' gibi soruların yer aldığını hatırlatarak, işin içinde olan bir insan olarak bu başlıklar karşısında hayretler içinde kaldığını söyledi.
Bir bakıma bu yöndeki haberlerin ''sevindirici'' olduğunu ifade eden Gül, ''Çünkü, AB'ye sahip çıkma açısından bazı yazar arkadaşların bu şekilde bir heyecana gelmeleri bir bakıma sevindirici. Sahip çıkmaları açısından, kraldan çok kralcı olmalarına ben büyük bir memnuniyetle bakıyorum'' diye konuştu.
Hükümet'in AB konusundaki kararlılığının aynen devam ettiğini, AB süreci ile ne kazanıldığının farkında olduğunu anlatan Gül, şunları söyledi: ''AB sürecinin birinci amacı şudur: Kendi halkımızı, milletimizi AB standartlarında bir hayat seviyesine ulaştırmaktır. AB ülkelerindeki hayat seviyesine kendi halkımızı ulaştırmak hepimizin hedefi değil midir? Eğitimde, sağlıkta, çevrede, ulaşımda herhangi bir AB ülkesinde olduğu gibi olmasını istemiyor muyuz ülkemizin? Ülkemizin kalkınmışlık seviyesinin tüm bölgelerinde aynı olması hepimizin arzusu değil mi? Hayat standartlarımızı o noktaya getirmek hepimizin arzusu değil mi? AB, bu yüzden bizim için önemlidir. Sadece siyasi kriterler anlamında, sadece demokratik hak ve özgürlükler anlamında AB seviyesine çıkmak olarak görmeyin. Şüphesiz ki bu şart. Bunu zaten yapıyoruz.Bunu zayıflatmamız mümkün değil. İsviçre gibi Norveç gibi AB'ye üye olmayan ülkeler var. O ülkeler AB ülkelerinden daha zengin ülkeler. Biz öyle değiliz ki. Hükümet olarak, bu konu birinci önceliğimiz olarak devam etmektedir.''
FAİZ YÜZDE 16
Gül, 17 Aralık'tan bu yana AB sürecinin kazancını da gördüklerini anlatarak, ''17 Aralık'tan sonra hükümetin bir pişmanlığı, milletimize karşı bir mahcubiyeti sözkonusu değildir'' dedi. 17 Aralık sürecinden sonra halkın büyük bir kazancı olduğunu bildiren Gül, ''17 Aralık'tan bir gün önce Türkiye yüzde 23 faizle borçlanıyordu. Bugün geldiğimiz nokta ise yüzde 16'' diye konuştu.
Bir puanlık faizin Türkiye'ye yıllık 2.5 milyar dolar tasarruf sağladığını kaydeden Gül, Hükümet'in bu süreci hafife almasının söz konusu olamayacağını bildirdi. AB ile ilgili son temasları hakkında da bilgi veren Gül, bu konuda bir zayıflama ve geriye gitmenin sözkonusu olmadığını söyledi. Gül, Başbakan Erdoğan'ın 12 kez Brüksel'e gittiğini, 5 kez AB zirvesine katıldığını ve bütün AB başkentlerini gezdiğini hatırlatarak, ''Bütün AB başkentlerini tek tek gezen tek başbakan. Daha önce hangi başbakan gitmiş?'' diye konuştu.
Kendisinin 16 kez Brüksel'e gittiğini ve 13 kez de Avrupa'nın diğer şehirlerindeki toplantıya katıldığını anlatan Gül, şöyle devam etti: ''Ne oldu, hayrola? Afrika'da iki ülkeyi ziyaret etti diye Türkiye istikametini şaşırmış oluyor... Hayretler içinde kalmak gerekir bu sözler karşısında. Avrupa'dan hiçbir lider Afrika ülkelerine gitmiyor mu? Veya Afrika'ya gidince Afrika AB'nin karşısına mı çıkarılmış? Ne olmuş? O kişilere bakarsanız, Türkiye'nin komşuları ile yaptığı ilişkiler de çok tehlikeli. Çok tehlikeli... Ama ben size bir misal vereyim. 2002 yılında Türkiye'nin komşularına yaptığı ihracat 4 milyar dolar. 2004 yılı sonunda bu rakam 10 milyar dolara çıkmıştır. Yani yüzde 140 artış göstermiştir. Ne yapsaydık yani? (Biz kendi sınırlarımız içinde kalalım. Birisi önden gitsin biz de ondan sonra gidelim mi) dememiz gerekirdi? (ABD Başkanı, Fransa Başkanı ziyaret etsin ondan sonra biz ziyaret edelim mi) diyecektik? Böyle bir yanlış anlayış nasıl oluşur bilmemiz mümkün değil. Önümüzde hafta Başbakanımız Mağrip ülkelerine gidecek yine aynı şeyi göreceksiniz. Hiç kimse hatırlatmayacak, (Hafta içi Brüksel'den geldi, şimdi oraya gidiyor) demeyecekler. Biz ne yaptığımızı biliyoruz. Bildiğimiz yolda kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz.''
Son günlerde medyadan dile getirilen ''Türkiye neredeyse bitmiş tükenmiş'' şeklindeki yorumlar karşısında hayrete düştüğünü ifade eden Gül, ''Türkiye 35 sene enflasyonla yaşadı. Şimdi Türkiye'nin sorunları, öncelikleri değişti'' dedi. İnsanların üç sene önce en büyük sorun olarak enflasyonu dile getirdiklerini anlatan Gül, enflasyonun bugün yüzde 8 seviyesine çekildiğini söyledi.
İşsizlikle ilgili eleştirilere de değinen Gül, ''tabii ki işsizlik var. Acaba AK Parti iktidara gelmeseydi işsizlik ne olurdu? Hangi noktalarda olurdu?'' diye sordu. Türkiye'nin borç miktarının arttığı yolunda da eleştireler yapıldığını ifade eden Gül, Türkiye'nin borcuna karşılık gelirinin de arttığını kaydetti. Hükümeti devralmadan önce borcun GSMH'ye oranının yüzde 90 olduğunu, Hükümetleri döneminde bu oranın yüzde 63'e düştüğünü belirten Gül, ''halkın gözünü hiç kimse boyamaya kalkmasın. Halk kendi hayatına bakıyor ve ona göre karar veriyor. Eskiden olduğu gibi çalışmadan, alın teri dökmeden kazanma dönemleri bitti. Faizlerden yüzde 70 kazanma dönemi bitti. Halk bunu çok iyi biliyor. İstedikleri kadar konuşsunlar, istedikleri kadar uğraşsınlar. Hükümetimiz kendinden emindir'' diye konuştu.
Esnafın kepenk kapattığı, kasalarını attığı ve insanların Türk parası taşımaktan utandıkları günlerin hatırlanmasını isteyen Gül, yollarına bildikleri istikamette devam edeceklerini söyledi.
|