|
|
|
|
|
|
Metin'e şimdi daha bağlıyım
Türkan Sabancı, eşinin ölümünden sonra engelli oğlu Metin'e daha çok tutunmuş.
Türkan Sabancı "Keşke hiçbir şeyim olmasaydı da oğlum normal olsaydı" diyor: "Sakıp Bey'in bana bıraktığı miras çok ağır; Metin Sabancı. Babasını yitirdi benden ayrı kalmasın çocuğum."
"VARLIĞI BANA GÜÇ VERİYOR" "Metin hep yanımda olsun istiyorum. Varlığı bana güç veriyor. O da bir şeyler söylemeye çalışıyor, babasını anıyor. Daha çok hisleniyorum. Ölümümden sonra ona inşallah kardeşleri bakar."
O YOK İÇİM HEP BURUK Sakıp Bey'i çok arıyorum. Bir kaleydi, sırtımı ona dayamıştım. Kaybettikten sonra pek dışarı çıkmaz oldum. İçim hep buruk. Onsuz olan hiçbir şeyi içim istemiyor. Son senelerde odalarımızı ayırmıştık. Eve geç gelirse odama gelirdi, seslenirdi. Sanki yine kapı açılacak gelecekmiş gibi...
Sakıp Bey bir kaleydi sırtımı ona yaslamıştım
Türkan Sabancı yarım asırlık hayat arkadaşı Sakıp Ağa'yı kaybedeli bir yıl olmak üzere. "Kapıdan her an girecekmiş gibi geliyor. Onu öyle özledim ki" diyor.
İyi günde kötü günde 47 yıl aynı yastığa baş koyduktan sonra kaybetti hayat arkadaşını Türkan Sabancı. Kolay değil tam 47 yıl yan yana hiç ayrılmadan bir yaşam paylaştılar. Ölümünün ardından ne Sakıp Sabancı'nın arkasında bıraktığı büyük miras ne de çocukları Türkan Sabancı'nın yalnızlığına çare oldu. Sakıp Ağa'sını kaybettikten sonra her gün biraz daha evine kapandı, biraz daha oğlu Metin'e yakınlaştı. Şimdi ölümünün birinci yılında anmaya hazırlandığı eşi için Boğaz'ın sırtlarındaki muhteşem villada dua ediyor, belki de ona kavuşacağı zamanı bekliyor.
ÇOK KEYİFLİYDİK Emirgan'daki villasına konuk olduğumuz Türkan Sabancı son derece zarif ve misafirperverdi. Sabah bizim için kuaföre gittiğinden kurabiyeleri elleriyle hazırlayamadığını söyledi. Havalardan dolayı biraz yorgunluk çektiğini anlatıp sözü Sakıp Sabancı özlemine getirdi; "Çok arıyorum, bir kale gibiydi sırtımı dayamıştım ona. Bir yere gitmesek bile çok keyif alıyorduk birbirimizden, kağıt oynardık birlikte, özellikle son bir yıl eve kapanmıştık iyice."
ONSUZ GÜN GEÇMEZ Yoğun iş programlarının hastalık nedeniyle bile olsa hafiflemesi 47 yıllık evli çiftin birbirlerine daha sıkı sarılmasına neden olmuş. Şimdi Türkan Sabancı her an kapıdan giriverecekmiş gibi hissettiği eşi Sakıp Sabancı'yı anmadan bir gün geçirmiyor; "Ölüm yıldönümü yaklaşıyor, zaman geçiyor ben de çok heyecanlanıyorum. Ölümünün ardından ilk günler gelen giden taziyeler derken oyalanmıştım. Ama şimdi daha zor gelmeye başladı. Sanki çıkıp gelecekmiş gibi hissediyorum. Biliyorum gelmeyeceğini ama öyle bir his var içimde sanki kapı açılacak gelecekmiş gibi..." Sakıp Sabancı'nın ölümünün ardından iyice elini eteğini sosyal hayattan çeken Türkan Sabancı'ya 'neden dışarıya çıkmıyorsunuz' diye sorduğumda aldığım yanıt nasıl yalnızlık çektiğini de anlatıyor:
DIŞARIYA ÇIKMIYOR "Ölümünün ardından da çıkmadım. O kadar çok dostların ahbapların çocukları evlendi ki, düğünler dernekler oldu hiçbirine katılmadım. İçimden gelmiyordu hiçbir şey. Yas tutmak değil bu içimden bir şey yapmak gelmiyor. İçim hep buruk. 47 yıl birlikte yaşadığım insanı kaybettim her şeyi onunla yapmaya alıştım onsuz olan hiçbir şeyi içim istemiyor."
DİZİLERİ İZLİYOR Erkenden yattığını söyleyen Türkan Sabancı'nın, Sakıp Sabancı'nın yokluğuna alışmak için seçtiği yol dizi seyretmek. "Özellikle komedi dizilerini izlemeye çalışıyorum, çünkü gülmeye ihtiyacım var" diyor Türkan Sabancı; "Gündüzleri bazen dost ziyaretlerine gidiyorum, sabahları evde oluyorum. Jimnastik falan yapıyorum, yoga yapıyordum bir aralar. On buçuk onbirde yatıyorum. Biraz da yatakta televizyon seyrediyorum. Geceleri dışarı çok fazla çıkmıyorum. Bir İstanbul Masalı, çok güzel ve kaliteli bir dizi. Çok seviyorum. Bir de Hülya Avşar'ın Kadın İsterse diye bir dizisi var onu kaçırmam."
SONAT CANIDAR
|
|
|
|
|
|
|
|
|