Gül: Ermeni iddialarını ispat edin
Başbakan Vekili Abdullah Gül, Ermeni iddialarına alet olan ülkelere çağrıda bulunarak, ''Yyaptıklarınızın hesabını verin, iddiaları ispat edin'' dedi.
Gül, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, sözde Ermeni soykırımı ile ilgili yaşanan gelişmelere değindi.
Türk ve Ermeni halklarının bin yıl boyunca birlikte yaşadıklarını hatırlatan Gül, iki halkın bu süre içerisinde birbirlerinin kültürüne ve güvenliğine katkıda bulunduklarını söyledi. Ermenilerin Osmanlı devleti döneminde üst düzeyde görev yaptıklarını kaydeden Gül, şunları ifade etti:
"Ermeni kilisesi Osmanlı döneminde kurulmuş, dili ve dini korunmuş ve geliştirilmiştir. Bu gerçekler, başta Ermeni vatandaşlarımız olmak üzere meseleye dürüst ve objektif bakan insanların, bir çok tarihçi ve araştırmacıların gözünden kaçmamıştır. Ama buna rağmen ne yazık ki bütün bu gerçeklere rağmen Türkiye'ye karşı bir düşmanlık yapıldığını çok iyi görüyoruz. Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde başta Türkler olmak üzere Osmanlı toplumunu oluşturan unsurların yaşadığı acı ve tehlikeler ise tarihin bir başka gerçeğidir. O yıllarda bu topraklar üzerinde herkes büyük sıkıntılar çekmiştir. Balkanlardan yüzyıllardır yurt ettiğimiz, şahitler verdiğimiz, çift çift kubbeler serptiğimiz, camiler yaptığımız, gerdanlık gibi köprüler yaptığımız bütün topraklardan çekilirken yaşadığımız acılar... Bunlar acı değil miydi? Onun için bugün konuşurken (şurada yaşayan insandan daha fazla insan Türkiye'de var), (şurada yaşayan kişiden daha çoğunu Türkiye'de bulursunuz) derken bir gerçeği bir acıyı ifade etmiyor muyuz?''
Bütün bunların tarihi gerçekler olduğuna işaret eden Gül, herkesin ailesinde, dedelerinin, ninelerinin maruz kaldığı göç, esaret, sürgün, katliam, şahadet, salgın hastalık ve açlık hikayelerinin anlatıldığını söyledi.
Gül, binlerce Osmanlı tebaasının çektiği acıların belgeleri ve kanıtlarının mevcut olduğunu ifade ederek, sözde soykırım iddialarını ortaya atanların 90 yıl önce birbirine alet olan, birbirini kışkırtan emperyalist çevreler ile şovenist Ermeni milliyetçileri olduğunu kaydetti. Bunların geçmişte yaşananlardan ders almadıklarını ve benzer kışkırtmaları tekrarlama peşinde olduklarını üzülerek gördüklerini belirten Gül, şöyle devam etti:
'ERMENİSTAN'A GİDİP YARDIM ETMİYORLAR'
''ABD ve Avrupa'da yaşayan Ermeni diasporasının hepsinin keyfi yerinde. Azınlıktalar. Azınlıkta oldukları için azınlık şuuru ve güçlerini korumak için onların eline bir alet gerekiyordu. İstismar edecekleri bir konu gerekiyordu. Ayrıca suçlular. Çünkü, Ermenistan'a gidip oraya yardım etmiyorlar. Bulundukları yerde konforlu bir şekilde hayat sürüyorlar. Bir taraftan suçluluğu gidermek, bir taraftan oradaki varlıklarını daha da geliştirmek ve azınlık güçlerini en iyi şekilde kullanmak için bu konuyu istismar ediyorlar. Ama ne yazık ki bazı parlamentolar çok yanlış kararlar aldılar. Bu yanlış kararların nasıl alındığını biliyoruz. Bu yanlış kararlar, bütün milletvekillerinin toplanıp, tartışmasıyla alınmadı. Bir nevi baskın usulü, meclislerinde çok az milletvekilinin bulunduğu ve organize şekilde alınan kararlar. Bütün bunlara tepkimizi en iyi şekilde gösterdik ve göstermeye devam edeceğiz.''
SOYKIRIM BİR İNSANLIK SUÇU
Soykırımın, bir insanlık suçu olduğunu kaydeden Gül, bunun kolay kolay dile alınabilecek bir suç olmadığına dikkati çekti. Soykırımın, herkesin, her önüne gelene atfedebileceği basit bir suç olmadığını ifade eden Gül, 1948 yılında BM'de Türkiye'nin de taraf olduğu bir sözleşme ile soykırımın tanımlandığını hatırlattı.
Soykırımla ilgili ceza ve hükümlerin TCK'nın da bir parçası haline geldiğini anlatan Gül, ''bir eylemin soykırım sayılması için bir ulusal, etnik, ırksal veya dini grubun tamamen veya kısmen ortadan kaldırmak kastıyla bu grubun üyelerini öldürmek, fiziki zarar vermek veya bunlara yol açmak gerekmektedir'' dedi.
Gül, bu tanıma göre soykırımın, bir insanını sadece Ermeni olduğu için başkaca hiçbir gerekçe aranmaksızın öldürülmesi anlamına geldiğini ifade ederek, ''Peki böyle bir şey bizim tarihimizde olmuş mudur? Olduysa Ermeni kiliseleri ne geziyor? Ermeni vatandaşlarımız ne geziyor? Olduysa, Ermenilerin Osmanlı'da en üst düzey görevlere gelmesi nasıl mümkün oluyor?'' diye konuştu.
'İDDİALAR SAFSATA VE İFTİRA'
İddiaların hepsini ''safsata ve iftira'' olarak nitelendiren Gül, şöyle konuştu: 'Bunlara alet olan parlamentolara, bunlara alet olan ülkelere bir çağrımız vardı: Madem ki böyle suçlamalar yapabiliyorsunuz, o zaman tabii ki bunun hesabını vereceksiniz, bunu da ispatlayacaksınız. Biz, herkesi davet ettik, bütün arşivlerimizi de açtık. Bütün bilim adamlarına çağrıda bulunduk.
'BİZ ARŞİVLERİMİZİ SONUNA KADAR AÇTIK'
Ermeni bilim adamlarını da çağırdık. Fransızları, Amerikalıları, İngilizleri de çağırdık. Gelin, biz arşivlerimizi nasıl sonuna kadar açıyorsak aynı şekilde Leningrad'daki arşivlerle, İngiltere'deki, Paris'teki arşivlerle Ermenistan'daki arşivler açılsın. O bakımdan başımız daima diktir. Eğer bu memlekette bir acı, trajedi yaşanmışsa hep beraber yaşanmıştır. Hepimizin burada dedeleri vardır. Hepimiz bunları kulaktan kulağa duymuşuzdur ve tabii ki hepimiz ailesinde olmuştur bu üzüntüler. O bakımdan bunları istismar edenler buna devam edeceklerdir. Ama bunlara alet olanların muhakkak kendilerine gelmeleri gerekir. Hesaplarını iyi görmeleri gerekir. Bir suçlama yapılırken, suçlamanın sonucunun neye gideceğinin hesabını da iyi yapmaları gerekir.'' Gül, bundan sonra TBMM ve Hükümetin bu konularda çok daha aktif faaliyetler içinde olacağını söyledi.
|