SABAH - 22/03/2005 - Manken camiası beni bağrına bastı

Şu an 22 Mart 2005 - Salı tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

	Yazarlar

	Günün İçinden

	Ekonomi

	Gündem

	Siyaset

	Dünya

	Spor

	Hava Durumu

	Sarı Sayfalar

	Ana Sayfa

	Dosyalar

	Arşiv

	Etkinlikler

	» Günaydın

	Televizyon

	Astroloji

	Magazin

	Sağlık

	Cumartesi

	Aktüel Pazar

	Otomobil

	Sinema

	Çizerler

Google Arama

	Manken camiası beni bağrına bastı
	Gülümsüyor ve yürüyordum
	Katığımız kuru fasulye-pilav

Manken camiası beni bağrına bastı

Defileden 24 saat öncesi... Kozyatağı sırtlarından bir eczane... Rahşan Gülşan eczaneye girer: - Steril eldiven var mı acaba? - Tabii var. Geçmiş olsun hastanız mı var? - Hayır, evimi boyayacağım da. Ellerim bozulmasın diye alıyorum....

Evet Ankara'da AGSD'nin düzenlediği Moda Günleri'nde çıkacağım defileden bir gece önce boya yapmaya karar verdim. Sahnede ellerim boyalı boyalı görünmesin diye de steril eldiven aldım! Feci bir mavi seçtim ve mutfağımı boyamaya başladım. Fırça duvarda gidip geldikçe hayaller kuruyordum. Sahnede topuğum kırılıyordu ve Şenay Akay'ın üzerine yuvarlanıyordum. Kim bilir başıma neler gelecekti ve ben daha mutfağın boyasını bile bitirememiştim. Defile sabahı uyandığımda; içimde korku yoktu ama garip bir gerginlik hasıl olmuştu. Fırça sallamaktan kollarım hamlamıştı ama en azından ayaklarımda bir sorun yoktu. Uçakta biraz daha gerilmiştim. Ankara'ya indiğimizde ise yine eski havama döndüm. Makam şoförümün yanına kurulduğumda da artık bir X-Large Top Model havasına bürünmüştüm.

KARNIM ACIKTI...
İlk iş 'KLF For You' firmasının genel tesislerine gidip prova yaptık. Tüm Kalfaoğlu Ailesi etrafımda fır dönüyordu. Kıyafetlerime pensler, iğneler tutturup en iyi görsel performansa ulaşmama yardım ediyorlardı. Artık öğlen olmuştu ve karnım acıkmıştı. KLF For You'nun karşısındaki muhteşem Oltu Kebabı Restoranı'nda stres atmaya karar verdim. Burada çok fedakar bir hareketle lahmacun yemedim. Çünkü top modellere soğan kokmak istemedim. Saat dört sularında defilenin yapılacağı dev eğlence çadırına vardık. Kulise girdiğimde dizlerimin bağı çözüldü. Çünkü artık iş iyice ciddiye binmişti. Tülin Şahin, Aysun Kayacı, Ebru Güzel, Ebru Şallı, Deniz Pulaş, Yasemin Kozanoğlu gibi isimler ortalıkta koşturup duruyorlardı. Prova zamanıydı ve gergin anlardı. Defilenin koreografı Yasin Soy, kızlara kükreyip duruyordu. Prova bitişi herkes kulisteydi ve bana çok iyi davranıyorlardı. Şenay ise geçen haftaki meydan okuyan haberimi çok neşeli bulmuştu. İçimden "Son gülen iyi güler" dedim.

KULİSTE ŞAMATA...
Ortam hiç de beklediğim gibi değildi. Kulis gerçekten çok kötüydü ama kızlar arasındaki diyalog süperdi. Yani kimse kimseye büyü, muska filan yapmıyor veya gizlice ayakkabısının topuğunu kırmıyordu. Eğlence şamata gırla gidiyordu. Ve (belli ki manken camiası arasında yeni moda) herkes I-Pod ile müzik dinliyordu. Aysun'un I-Pod'unu Okan Buruk hediye etmiş. Tabii ben Okan Buruk kim deyince küçük çapta bir pot kırmış oldum. Ama Allah'tan Aysun ile geyik frekansımız tuttu da bolca güldük halime. Bu arada yazılarımı heyecanla takip ediyor alması da biraz beni havaya soktu tabe... Kızların makyajsız hali bile çok hoştu. Yani "Onlar makyaj güzeli" şeklindeki şehir efsanesi böylece gözlerimin önünde eriyip gidiyordu. Bu arada KLF For You'dan özel makam aracım yeniden geldi ve bir prova daha yapıldı. Özellikle Şenay ile giyeceğim yeşil bluz ve yırtık kot çok hoşuma gitmişti. Tek dileğim Şenay'ın yanında çirkin görünmemekti.

RAHŞAN GÜLŞAN