|
|
|
|
|
|
Sinema krize girdi ben de TV'yi seçtim
'Yabancı Damat' dizisinde canlandırdığı karakter ile büyük beğeni toplayan Erdal Özyağcılar, bu projede yer almaktan dolayı çok mutlu. Sinemada, televizyonda olduğu gibi başrol oynamamış olmanın burukluğunu taşımadığını söyleyen Özyağcılar, "Oynadığım roller sinemada beni başrole taşımak üzereyken sinemada büyük düşüş olmuştu" diyor '.
Televizyonun son 15 yılına pek çok dizide canlandırdığı unutulmaz rollerle damga vurdu Erdal Özyağcılar... Şener Şen ve Kemal Sunal'la birlikte rol aldığı komedi filmlerinde unutulmaz karakterler çizse de, sinemada hiç başrol oynamadı başarılı aktör. Kendisi bunu, başrol oynama sırası ona geldiği zaman sinemanın krize girmesine ve 'Bizimkiler', 'Şehnaz Tango' gibi uzun soluklu dizilerin kadrolarında uzun yıllar yer almasına bağlıyor. Şu an 'Yabancı Damat' adlı dizide Gaziantepli bir aile reisi rolünü canlandıran Özyağcılar, oyunculuğu ile her zaman olduğu gibi büyük beğeni topluyor...
'BU DÖRT DÖRTLÜK BİR DİZİ' * Yabancı Damat'ın oynadığınız diğer dizilerden farkı nedir size göre? Bu dizi belden aşağı vurmayan, çok anlaşılır bir konuya sahip. Bir baklavacının kızı ve Yunanlı armatörün oğlunun aşkını anlatan düz bir hikâye. Senaryosunu okurken o karakterler canlandı gözümde. Bir de Yunanlı erkeğe aşık bir Türk kızı vardı. Benzer hikâyelerde hep tersi olur, damat Türk olurdu. Bence dört dörtlük bir dizi oldu. Bütün arkadaşlar ayrı bir zenginlik getirdi. Dizide işlediğimiz 'sevgi her şeyin üzerindedir' fikri Türk halkından büyük ilgi gördü.
* Oynadığınız her karakterin farklı olması için özellikle çaba harcıyor musunuz? Özellikle istemiyorum. Ama bir dizide bıraktığım rolü de başka bir dizide oynamak istemiyorum. Mesela 'Bizimkiler' dizisini 9 sene sonra bırakıp Şehnaz Tango'da Muhsin Bey diye çok farklı bir tipi oynadım. Şükrü Bey'in zıttı olan Muhsin; barda çalışan, at yarışı oynayan, karısından ayrılmış, zampara bir adamdı. Bizimkiler'den sonra hep baba rolleri geldi ama istemedim. 'Delikanlı' diye bir dizide oynadım. 'Sevdakondu'da bir pehlivanı oynadım. 'Karakolda Ayna Var'da bekçi, 'Mihriban'da fırıldak, üç kağıtçıyı oynadım. 'Beşik Kertmesi'nde Aydede'yi severek oynadım.
* Nazlı ile Niko'nun aşkına karşı çıkan Kahraman Usta önce kızarıyor, kızınca da morarıyor. Herkes bunu nasıl yaptığınız merak ediyor... O aslında bir yetenek değil. Bilimsel bir açıklaması var. Normal yaşamımda da yüzüm kırmızıdır. Doktor önce kanımın fazla olduğunu söyledi. Sonra 'böbrek' dedi. En son bir doktor kılcal damarlarımın yüzüme çok yakın olduğunu söyledi. Bu rol için benim bu farklı yüz yapım çok avantaj oldu. Diğer dizilerin hepsinde yüzüm için makyajın altına 7 numara kapatıcı kullanırdım.
* Televizyonda canlandırdığınız başroller hep akılda kaldı, sinemada da öyle... Züğürt Ağa'daki Kekeş Salman'dan Almancı Damat'a kadar. Sinemada televizyondaki gibi başrol oynamamış olmanın burukluğu var mı? Hayır yok. Rol roldür. Hepsinin tadı ayrı. Ama sinemada oynadığım roller beni bir başrole taşımak üzereyken Türk sinemasında büyük bir düşüş oldu. Sendeledi sinema. Tam o dönem toparlanmaya başlamışken de benim televizyon sevdam başladı. Bilge Olgaç ile bir çalışmamız olmuştu. 'Arabesk' filminde Uğur Yücel'in oynadığı rol benim olacaktı. Ertem Ağabey bana teklif etmişti ama tam o dönemde benim 'Bizimkiler' projesi çıktı. Oynayamadım ve çok üzüldüm. Bir karar vermem gerekiyordu. Tiyatro da vardı o zaman. Tiyatro ve dizi mi, yoksa bunları bırakıp sinemaya yoğunlaşmak mı? Ben de tiyatro ve dizi çalışmalarına ağırlık verdim. Sonra tiyatroyu da bırakıp dizilere yoğunlaştım.
'BANA TEKLİF GELMEDİ Kİ... * Sinema sektörü bir durgunluğa girdi demiştiniz ama sonra canlandı... Ama ben artık 'Bizimkiler'e başlamıştım. Program olarak tüm haftamızı alıyordu. Ondan sonra 'Şehnaz Tango'ya başladım. 3 gün Bizimkiler'de, 3 gün Şehnaz Tango'daydım. Sinema kenara itildi. Bir de sinema öyle dışarıda dizi yapanlara açık değildi. Ne zaman olarak, ne de kafa olarak böyle bir mücadeleye giremezdim.
* Sinema TV'ye göre daha kalıcı değil mi? Tabii ama pişmanlık duymuyorum. Ama bir şeye karar vermek gerekiyordu. Beni yol oraya götürdü. Bizimkiler gibi tutmuş bir diziyi bırakamazdım. Oraya verdiğim enerjinin bir kısmını sinemaya aktaramazdım. Sonra bir baktım zaten 9 yıl geçmiş.
* Hiç televizyondaki başarınızı görüp sinema teklifinde bulunan yönetmen olmadı mı? Açık konuşmak gerekirse böyle bir teklif gelmedi. Hani geldi de ben kabul etmemiş de değilim. Benim yoğun olmamın da etkisi var bunda. Sinema kıskanç bir sevgili. Başka sevgili istemiyor.
* Siz biraz ehli keyf çalışmayı seviyorsunuz galiba, insan ilişkileriyle bir yerleri zorlamak istemiyorsunuz? Tam öyle! O insan beni oyunculuğum için alacaksa alır. Beni seyrediyorsa bir yapımcı seyrediyor... 15 yıldır televizyondayım. Beni görmemelerine imkan yok. Benim reyting almamış dizilerimin bile hepsinin kalitesi var. Oyunculuğum ortada. Bir telefon yeterdi. Sekreterim, menajerim yok. Arayan herkes ulaşır...
* Hiç orada da oynayayım, şuraya da çıkayım gibi mesleki hırsınız yok mu? Benim hiç mesleki hırsım olmadı. Hep beni buldular. Ben bir de olaya sanat tamam da, meslek olarak bakıyorum. Ne kadar çok Şener Şen, Yıldız Kenter, Tilbe, Güzin, Sumru olursa meslek o kadar sağlıklı olur.
BÜLENT İPEK MAGAZİN
|
|
|
|
|
|
|
|
|