Eski Merkez Bankası Başkanı ve yazarımız Erçel'e göre, Türkiye için en uygun sistem "Yönlendirmeli Dalgalı Kur." Ancak, IMF Türkiye'nin uyguladığı tam dalgalı döviz kuru rejimini değiştirmeye yanaşmaz.
Yönlendirilebilen kur, tam dalgalıdan daha iyidir
Düşük enflasyon ortamında yönlendirilebilen sistemin faydaları öne çıkıyor. Dalgalı kur rejiminde ise gelinen nokta değerli YTL ve cari açık.
Uluslararası finansal mimari, gelişen ülkelerin döviz kuru rejimleri konusunda yapıcı bir tutum sergileyemedi. Mevcut sistemler ne yazık ki, iyi bir sistemi içermiyor. Güçlü yanları olanların yanında zayıf yönler sorun doğuruyor. Gereksinimleri karşılayamayan bu sistemler arasında sorunu en az olanı seçmek gerekiyor. Türkiye tam dalgalı kur rejimini 4 yıldır uyguluyor. Geldiğimiz nokta değerlenmiş YTL ve sorunlara gebe bir cari işlemler açığı. "Ne yapılabilir, seçenekler neler?" sorusuna gelince, 3 seçenek var. * Birincisi, döviz kuru rejimleri içinde en az sorunlusu olan Avrupa Parasal Sistemi içine girmektir. Türk Lirası yerine Euro geçer. Para politikası Avrupa Merkez Bankası'nca çizilir. * İkinci seçenek, biraz ütopik olsa da dünyanın tek para sistemine geçmesi ve bizim de bunun
bir parçası olmamız. Bunun gerçekleşmesi en iyimser tahminle 30-40 yılı alacak. * Üçüncüsü ise yönlendirilen dalgalı kur sistemine geçmek. Halen 49 ülke bu rejimde. Özellikle, Goldstein'nin "artı"lı sistemi tam dalgalı döviz kurundan çok daha iyi. Yapılacak iş Merkez Bankası'na kısa dönemde döviz kurunun hedeflenen enflasyon çerçevesinde yönlendirilmesine yardımcı olmak görevini vermek. Düşük enflasyonda bu daha kolay bir iş. Türkiye bu kur rejimini, değişik koşullarda ve amaçlarla, 1999'dan önce uyguladı. Ancak, yine biliyoruz ki, stand-by anlaşması yapılacaksa yukarıda belirtilen yönlendirilen döviz kuru seçeneği de havada kalacaktır. Zira IMF Türkiye'nin bu güne kadar uyguladığı tam dalgalı döviz kuru rejiminden vazgeçmez, değiştirmeye yanaşmaz. "Bir şey kırılmadıkça tamir etmeyin" felsefesini uygular.