İktidar kurdu
İktidar da iktidarsızlık kadar ciddi bir sorun! Kimine göre, "iktidarsızlık"; başarısızlık, eziklik, çaresizlik, amaçsızlık, bunalım gibi duyguları yoğunlaştırarak kişiyi kahreden bir vaziyet. Lakin, önemsenen bir mevzudaki "iktidarsızlık"ın, başka iktidar yolları aracılığıyla başkalarına zulmetme ihtimali dışında, tahribatı genellikle öznesine dönük. Oysa, "iktidar", temel olarak başkalarını enkaz haline getirebilirken, yanında öznenin karakterini (karaktersizliğini) de sürükleyerek bir çamura dönüştüren güç.
Ve bütün bu girizgahın konusu cinsel iktidariktidarsızlık değil! Salt siyasi iktidar da değil. Uzun uzadıya aktarmaya gerek yok ama... "İktidar duygusu" nun, temelde, "baba" ve (veya) "Tanrı" izdüşümü olduğu düşünülür. Hem iktidar mevkiinde bulunan, hem de ona biat edenler açısından. En azından, böyle de düşünülmüştür. İnsanlık tarihinin, kısmi "anaerkil" örnekleri ile "çok tanrılı" dönemlerin kısmi "çoğulcu" ve karışık ilahi yapısı dışında... Erkek, baba ve Tanrı gölgesinin düştüğü söylenir iktidara. Her üçü de, "muktedir" olmanın ikili manasını taşır: Yapabilecek durumda olmak ve yapmak. İmkan ve güç. Ödüllendiren ve cezalandıran, buna yetisi ve yetkisi olan. O yüzden, krallar, imparatorlar, padişahlar vesairenin ardından... Çeşitli mutlakçı, totaliter rejimler, "popülist" dalgaların üstünde arşa ermiş lider tipleri ve o izdüşümü yok etmeye en meyilli rejim "demokrasi" içinde bile, en ufağından en büyüğüne, iktidarlarını "erkek, baba ve Tanrısal" kullanan keskin dişli iktidar kurtları.
Geri, arkaik, çağdışı sayılan "töre cinayeti"ni meşru, gerekli ve baba-erkek-aile iktidarlarının doğal uzantısı kabul edenler ile... "Çağdaş demokratik rejimler"in hayat, iş ve siyaset dünyasında, elindeki veya elde ettiği mevkiin gücü ve iktidarıyla, "aileye, şirkete, partiye, ülkeye, devlete ihanet edenler"e yüklenenler arasındaki mesafe... Feodal düzenlerle demokratik rejimler arasındaki mesafeden daha kısadır. Şu ya da bu nedenle, müritlerini ölmeye ve öldürmeye sürükleyenler ile "demokrasi, özgürlük, hukuk" çağında, küresel iktidar şımarıklığıyla azanlar arasındaki mesafe de. "İktidar", eğitimsel, kültürel, ekonomik ve tarihi seviye ile zaviye ne olursa olsun... İnsan ve kitle ruhunun içinde, bir çürüme ve çürütme geni olarak duvarları, zamanları, mekanları aşar. Demokratik yollardan seçilmiş bir lideri, karşı olduğu askeri otoriteye benzeten de... Demokratik yollardan seçilmiş bir liderin otoriter azgınlığına karşı çıkanları kendi iktidar alanlarında zaten aynen onun gibi hareket ettiren de... "İktidar kurdu"dur. Her kurt kendi koyunlarının, kuzularının gırtlağına yapışır. İmkanı ve iktidarı ne kadarını boğazlamaya, sindirmeye ve süründürmeye yetiyorsa. Ama evdeki baba olur, ama okuldaki öğretmen, müdür... Ama askerdeki çavuş, ama karakoldaki amir, meydandaki polis... Ama örgüt lideri, ama medya şeyi... Ama şirket yöneticisi, ama patron... Ama müdür, ama parti lideri yahut başbakan, devlet başkanı vesaire. "İktidar kurdu", kurtlaşanın içindeki kurtçuktur aynı zamanda. Bağırsaklarından çok vicdanında, kalbinde ve zihninde dolanır; kemirir, çürütür, kokuşturur! Tiksinti verici bir koku. Bilirsiniz, mutlaka!
|