| |
Bayrak gibi bir hâkim!
Kadıköy 1. Aile Mahkemesi Hakimi Ali Sadık Taştepe'yi verdiği son kararda sergilediği hukuk yüreği ve cesareti açısından bütün kalbimle tebrik ediyorum. Varsa ailesi, annesi babası ve kardeşleri ve tabii ki dost meslektaşları kendisiyle ne kadar gurur duysalar azdır. Hakim Ali Sadık Taştepe, önüne gelen çok basit bir aile geçimsizliği davasında, bütün Adliye camiasına örnek olacak bir karar verdi. Bir kadın, uzun yıllardır birlikte imam nikahı ile yaşadığı erkekten dayak yiyor ve olmadık zulüm görüyordu. Şikayetçi olmuştu. Herhangi bir hakim açısından bakıldığında, bu davayı kabul etmenin şartları yoktu aslında. Çünkü, resmi nikahlı bir "yasal evlilik birliği" söz konusu değildi. Taraflar imam nikahı ile oturuyorlardı. Ortada resmi bir evlilik birliği olmadığına göre, böyle bir evlilik varmış gibi kabul edip, üzerine "hüküm tesis etmek" hukuken "batıl" kabul edilebilirdi. Fakat davaya bakan hakim, sıradan bir hakim değil, Ali Sadık Taştepe olunca vaziyet değişecekti. Hakim Taştepe, kadına zulmeden "koca" ve "şirret" kız kardeşleri aleyhine şu hükmü tesis etti: Kadın bir sığınma evinde kalacak. Kendisine 300 metreden fazla yaklaşılmayacak. Kadın, iletişim araçları ile de rahatsız edilmeyecek. Adamın ruhsatlı silahı varsa, teslim edilecek. Bu karar 6 ay geçerli olacak. Bütün Türkiye'nin dikkatini talep ediyorum: Burada önemli olan tesis edilen hüküm değil. Hakim Taştepe'nin "neye dayanarak" bu hükmü tesis ettiğidir. Hakim Taştepe, imam nikahlı birlikteliğin, "yasal bir evlilik sayılamayacağı" noktasından yola çıkmak yerine, 2 uluslararası hukuk kaidesini hükmüne temel aldı. Birincisi şuydu: Kadınlara yönelik şiddet uluslararası hukuka göre yasaklanmıştır ve Türkiye de bu anlaşmalara imza koyarak taraf olduğu cihetle, kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi konusunda yükümlülük altına girmiştir. İkincisi ise: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, "aile kavramı"nı yeniden belirlemiştir ve tarafların aynı çatı altında yaşaması evlilik birliği olarak kabul edilmektedir. Bu halde muhteşem "isabetli" bir yorumla: Her ne kadar, "iç hukuk" imam nikahını yasal evlilik olarak kabul etmiyorsa bile, "dış hukuk" daha ileri bir yaklaşımla, konuya "insancıl ve hukuki bir çözüm sağladığına" göre, meseleyi dış hukuka uygun biçimde çözmekte bir sakınca olmayacaktır. Evrensel hukuk, sonuçta insanın temel hak ve özgürlüklerini gözetmek durumunda olduğunu göre, bu yorum tam 12'den vuruyordu. Çünkü bu davada "iç hukuk", şeklen değil ama "ruhen" yetersiz kalıyordu! Meseleye bir de mefhumu muhalifinden bakalım: Davalı koca, kendisini mahkemede şöyle savunsaydı: "Evet, ben bu kadını arada bir sinirlendiğimde dövüyorum ama bizim yasal bir evliliğimiz yok ki, beni buna dayanarak cezalandırabilesiniz!" Ne yapacaktı hakim? "Haklısın, ortada yasal bir evlilik olmadığına göre bu konu bizi ilgilendirmez" mi diyecekti? Hakim Ali Sadık Taştepe'nin sergilediği yüksek hukuk yorumu ve büyük cesaret her türlü övgünün üzerindedir. İnsan, ancak böyle hakimler sayesinde vatanıyla gurur duyabilir ve bu sayede adliye binasından içeriye en küçük bir korku hissetmeden girebilir. Bu tertemiz hukuk beynini, bütün yargıçlarımızın dikkatlerine saygıyla sunmak isterim.
|