| |
|
|
Altaylı'yı çeçe sineği mi soktu?..
Önce Kanal D Genel Müdürü sevgili Murat Saygı, arkasından Fatih Altaylı kardeşim verdi veriştirdi bana. Ne timsah gözyaşı dökmüşlüğüm kaldı ne çifte standartçılığım. Neymiş; "Kaynana programlarının kalkması için RTÜK Başkanı'nın yanında bayraktarlık yapıyormuşum. A Takımı'nda bu programlardan pek çok alıntı yapmışım."
Kim oh çekecek Böyle cin gibi adamlar bile okuduğunu anlayamıyor ya da özellikle yanlış anlıyorsa diyecek bir şeyim yok. Ama gelin bu dostların eleştirilerine konu olan cümlelerimi bir kez daha yazayım şuraya. "RTÜK Başkanı Fatih Karaca ile uzun uzun sohbet ettik. Bu sohbetten çıkarımım şu: Yakında.. Pek yakında sevip izleyenler üzülecek, beğenmeyip zaplayanlar ise derin bir "oh" çekecek. Hemen her büyük kanalda rastlanan Reality Show genel adıyla sunulup; "işte yaşamın gerçek kesitleri" iddiasıyla takdim edilen gelinli, kaynanalı, kavgalı, küfürlü programlar tarihe karışacak üç vakte kadar. "Direnç Yarışmaları" diye tanımladıkları bu programlara karşı düşüncelerini bizzat işin en büyük kurmayı Karaca şöyle anlattı: (Bundan sonraki bölümde benim dahlim yok. Karaca bir gün sonra basın toplantısında da söyleyeceği şeylerin kısa bir özetini anlatıyor, ben de virgülüne dokunmadan yazıyorum. Eleştirilere kaynak teşkil eden bölümü ise bundan sonra başlıyor. Diyorum ki; "Karaca ile bu konuşmaları yaptıktan sonra başımı ellerimin arasına alıp epey düşündüm. Bir televizyon yapımcısı ve sunucusu olarak böyle bir konuda yorum yapmak hayli zor benim için. Hele ki sınırları zorlayıcı programları zaman zaman kendisi de hazırlamış biri olarak sütten çıkma ak kaşık gibi durmak en azından iki yüzlülük olur. Ancak kantarın topuzunun kaçtığını görüp çıt çıkarmadan durmak da olmaz değil mi?
Uykuda mısın Şimdi herkes elini vijdanına koyup düşünsün. Burada "Programlar kalksın. Ben de bunlara karşıyım" tarzı bir yaklaşım mı seziliyor? Sanırım sevgili meslektaşım Fatih Altaylı aşılarını yaptırmadan gitti Afrika gezisine. Bir çeçe sineği tarafından sokulunca da uyku hastalığına tutuldu ve mahmur halde okuduğu yazıyı anlayamadı. Murat Saygı'ya gelince. O yaptığımız telefon görüşmesinde beni yanlış anladığını söyleyip, sözünü geri aldı zaten.
|