Yasadaki 'Fon'a devir' maddesi yabancının parasını koruma isteğinden
1999'dan itibaren denetimi ve düzenlemesi bağımsızlaştırılan bankacılık sektöründe taşlar bir türlü yerine oturmadı. Bunda yeni bir kurum olarak BDDK'nın da rolü var ama asıl olarak sektörün içine girdiği kriz ve yasal altyapı daha etkili gibi görünüyor. 1999 sonrası tam 22 banka battı. Bunların Hazine'ye yükü, içinde kamu bankalarının ve bugüne kadarki fonlamanın maliyeti de dahil olmak üzere 47 milyar doları buldu. Bu faturanın kabarıklığından dolayı ve yeni krizleri önlemek için tam beş kez Bankalar Kanunu değiştirildi. Şimdi altıncı değişiklik için Meclis süreci başlıyor. Ancak bugünden görünen bu altıncı kanun da derde derman olmayacak. Çünkü, bugünlerde Meclis'e sunulması beklenen Bankalar Kanunu yerine geçecek Finansal Hizmetler Kanunu Tasarısı ile getirilmek istenen yeni düzenlemeler çok tartışmalı konular. Ne sektörün, yani bankaların isteklerine cevap veriyor. Ne denetim ve düzenleme otoritesi olarak BDDK'nın içine siniyor. Ne de, icranın başı olarak Başbakan'ın görüşlerini yansıttığını düşünüyoruz. Çünkü Başbakan'ın "Bir daha banka yükü getirmeyin" dediğini, bunu kamuoyu önünde bir kaç kez net bir şekilde tekrarladığını biliyoruz. O zaman zor duruma düşen bankaların Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilmesi olayı neyin nesi?
Fon'a devrin nedeni IMF'nin yeni standby anlaşması için ön koşul haline getirdiği bu kanun tasarısında Fon'a devir de koşullardan biri. Çünkü, Fon'a devri hükümetin, BDDK'nın, Bankalar Birliği'nin istemediğini, bunu da kamuoyuna açıkladıklarını biliyoruz. BDDK'nın ilk taslak düzenlemesi de bu yöndeydi. Ancak taslak hükümetten IMF'nin istekleri doğrultusunda Fon'a devri mümkün kılan değişiklikle çıktı. Haklı olarak Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince hafta başında sormuştu: "IMF'nin Fon'a devir konsunda israrcı olmasının gerekçeleri açıklansın." Şimdiye kadar bir açıklama yok. Fon'a devirle zor duruma düşen bankalar normal faaliyetlerini ve ödemelerini sürdürecekler. Türkiye'de yerleşikler 50 milyar liralık (50 bin YTL) güvence sınırını aşarak mevduatlarının tümünü, bankaya dış kredi veren yabancılar da paralarının hepsini geri alabilecekler. İşte IMF'nin devreye girmesinin nedeni yabancı bankaların alacaklarının sorun çıkmadan tahsil edilmesi. Başka bir nedeni olması zor. Çünkü, Fon'a devir aynı zamanda kamu açığını artıracak bir gelişme.
Yeni kanuna gerekçeler Dolayısıyla kimsenin içine sinmeyen böyle bir düzenlemenin olması, kısa sürede yeni bir kanun değişikliğinin ilk gerekçesini oluşturacak gibi. * Kanun değişikliği ile mevcut BDDK Başkanı'nın yeniden atanması önleniyor. Gelecek yılın mayıs ayında görev süresi dolacak olan Tevfik Bilgin'in yerine atanacak olan yeni başkan da, kendi kanununu çıkarmak isteyecektir. * Kaldı ki, BDDK üyelerinin çalışma koşulları yeni tasarıda kötüleştirilmiş. Maaş sınırlaması bunlardan biri. Böylesine önemli bir sorumluluk isteyen ve sektörde en az 10 yıllık tecrübe gerektiren bir iş için biçilen maaş 3.5 milyar TL (2.500 dolar). Kurul üyeliğinden sonra iki yıl süreyle sektörde çalışamayacaklar. Böyle kaliteli ve sorumluluk isteyen, tam gün mesaili ve altı yıllık görevden sonra iki yıl boş oturacak kişiler nasıl bulunacak? Üstelik yeni tasarı ile Kurul üyeleri hakkında soruşturma açılması halinde ilgili Bakan, Kurul üyesini açığa alabilecek. Bunun düzeltilme gereği de yeni bir kanunun gerekçelerinden birini oluşturabilecek. * Bankalar Yeminli Murakıplığı IMF'nin isteğiyle kaldırılıyor. Bu, İmar Bankası faturasının denetimi yapan murakıplara kesildiğinin bir göstergesi. İmar olayından sonra murakıplardan gerekli dersleri çıkardıkları, özeleştiri yaptıkları ve yeniden yapılandıklarına yönelik bir işaret gelmedi. Böyle bir şey yaptılarsa bile kendi içlerinde kaldı. Kamuoyu bundan haberdar edilmedi. Murakıplar BDDK'da kalmaya devam edecekler. Kaldırılacak olan Murakıplar Kurulu'nun ise boşluk yaratıp yaratmadığını, murakıpların yeni yapıya nasıl bir direnç göstereceklerini göreceğiz. Yeni tasarının sek törü nasıl etkileyeceği ve yeni bir kanun ihtiyacı doğurup doğurmayacağına devam edeceğim.
Sonuç "Pencereyi kendiniz açarsanız iyi hava gelir, başkaları açarsa cereyan olur" Lucili J. Goodyear
|