Dalgalı kurun açmazları
Önce "iyi bir kur rejimi nedir" sorusuna yanıt arayalım. İyi bir kur rejimi için genel kabul gören görüşleri şöyle sıralayabiliriz. 1. İyi bir kur rejiminin temel işlevi, uygulanan sağlıklı makroekonomik politikalara yardımcı olmaktır. Özellikle düşük enflasyonda sürdürülebilir büyümeyi hedefleyen ekonomi politikalarını "disipline" edecek nitelikler taşımalıdır. 2. İyi bir kur rejiminin dış ödemelerde sıkıntı yaratmaması ve para politikası ile uyumlu çalışması gerekir. 3. Kur rejiminin krizlere tetikçilik etmemesi dolayısıyla "şokları emen" niteliğe sahip olması aranan kriterlerdendir. 4. İyi bir kur rejimi kurun seviyesini hedeflemez. Buna karşı kısa dönemde ortaya çıkan yüksek oynaklıkları önleyen ve uzun vadeli bekleyişleri şekillendiren uygulamaları içeren kur rejimleri sağlıklıdır. Acıdır ki, bu nitelikleri taşıyan bir kur rejimi uluslararası finansal mimaride mevcut değildir . Her kur rejiminin iyi ve sorunlu tarafları vardır. Gelişen ülkeler "kötülerin içinden en iyisini" seçmek gibi bir durumla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bizim de, çeşitli nedenlerle, seçmek zorunda kaldığımız sistem "tam dalgalı kur rejimidir". Döviz kurunun diğer paralara karşı değeri piyasada belirlenir. Dövize müdahale bazı şartlara bağlıdır ve sınırlıdır. Merkez bankalarının elindeki en önemli araç faizleri kontrol etmektir. Faizler enflasyon hedefi ile uyumlu olmak zorundadır. Ancak, döviz piyasası sığ olan ülkelerde bu kur rejiminin bir önemli özelliği ve zafiyeti, spekülatif sıcak para hareketlerine açık olmasıdır. Politik ve ekonomik istikrarın belirli bir süre de olsa devam edeceğini fark eden kısa vadeli sermaye hareketleri, önce iç parayı değerlendirmekte, daha sonra da faizlerin yönünün aşağıya doğru gitmesini zorlamaktadırlar. Düşen faizler ve değerlenen iç para, bu fonların sahiplerine "çift taraflı" gelir sağlamaktadır. Arayıp bulamadıkları olanak onların iştahını daha da arttırmakta, bu zinciri uzun süre devam ettirip, kârlarını maksimize etmek için uğraşı vermektedirler! Böyle bir "el çaka, yer çaka" durumu yakalanınca, sıcak paracılara yerli yatırımcıları ve bankalar da katılmakta, dolayısıyla süreç daha da hızlanmaktadır. Merkez bankalarının bu durumda elleri, kolları bağlanmaktadır . Faiz araçlarını enflasyon hedefi çerçevesinde kullanmaya yönelik para politikaları ne yazık ki, sıcak paracılara hizmet eder bir nitelik kazanmaktadır. Çeşitli nedenlerle, yüksek kalan reel faizlerin aşağı indirilmesi yönünden baskı sonucu düşürülen faizlerin enflasyon hedefi ile uyumu bozulmaktadır. Merkez bankalarının dövize yaptıkları müdahalelerin etkisinin kısa bir süre sonra kaybolduğunu ve döviz kurunun eski düzeyine tekrar geldiğini bilen sıcak paracılar, istikrar devam ettiği sürece, "bu da geçer" deyip, merkez bankalarının dövize direk alım müdahalelerini ciddiye almamaktalar. Tepkileri, siyasal veya ekonomik istikrarın bozulduğunu fark ettiklerinde ortaya çıkmaktadır ki, sonuçları dalgalı döviz kuru rejiminde çok daha sert olabilmektedir. İyi bir kur rejimini bulamayan uluslararası finans sistemi, açmazları da çözmekte yetersiz kalmaktadır. Sonuçta, oluşacak dengesizliklerin faturası gelişen ülkelere çıkmaktadır.
|