Krem tabakanın hikayesi bu kitapta
Mehmet Murat Somer bu kez Şampanya Üçlemesi'nin ilk kitabı ile karşımızda. Somer Holding'de bir aile ekseninde iş dünyasında olup biteni anlatıyor.
Bu hafta eğlenceli yazarlardan biriyle söyleşi yaptım hem de bana merak ettiğim "Holding" sahiplerinin hayatlarını anlattı. "Hop Çiki Yaya Polisiyesi" dizisinin yazarı Mehmet Murat Somer'den bahsediyorum. Yazarın yeni best-seller serisi, "Şampanya Üçlemesi" adını taşıyor. Dizinin ilk kitabı "Holding", mart ayında Everest Yayınları'ndan çıkacak. Yemenli Holding'in sahibi Yemenli Ailesi'nin entrikalarla örülü yaşamını eğlenceli üslubuyla kaleme alan yazar, yine okurlarının kalbini kazanmaya aday... Üçlemede "Holding"i "Podyum" ve "Kulis" kitapları izleyecek.
* Kitabınız iş dünyasını anlatıyor. İş dünyasını yazmak nereden çıktı? Birileri de yazsın diyordum, bana nasip oldu...
* Şampanya Üçlemesi serisinin ilk kitabı Holding kimleri anlatıyor? Büyük, her sektörde parmağı olan bir holding fonunda, bu holdingi kuran ailenin ikinci ve üçüncü kuşaklarıyla üst düzey yönetimdekileri... Haliyle onların ilişkileri, edebiyattan müziğe ünlülerden oluşan krem tabaka yer alıyor kitapta...
* Kişi ve olaylar tümüyle kurmaca mı? Kitabı okurken, iş dünyasından birçok yönetici ve işadamıyla karşı karşıya kalıyoruz. Bu çevreyi nasıl bu kadar yakından tanıyorsunuz ? Kitap elbette kurmaca! Romanın başına da yazdım. "Bu romandaki kişi ve olaylar tümüyle kurmacadır. Gerçek kişi ve olaylarla olan benzerlikler sadece okuyucunun zihnine aittir" diye. Yazmak için illa iyi tanımak gerektiğine inanmıyorum. Yazar olarak "Kurmaca yapmanın keyfi kalmaz, belgesel olur" diye düşünüyorum. İyi bir gözlemci olduğumu inanıyorum. Kulaklarım da açıktır. Holding- Podyum-Kulis için biraz Televole programları seyretmek, Şamdan, Alem, Kapital dergilerini izlemek yeterli. Diğer taraftan bakarsak da, bir süredir doğrudan olmasa bile hala iş dünyasının içindeyim. Danışmanlık ve eğitim verirken onlara misafir oluyorum. Zihnimde bir dolu yönetici profili var. Yazarken kes-yapıştır tarzı bir kolaj olmuştur. Ama adlı adınca "Bu şunun lafı, ötekinin burnu, diğerinin ayakkabısı" diyemem.
* Akıcı bir dil, şiddet ve mizahla iç içe anlattıklarınız. Bu kitabınızı polisiye türünden ayırıyorsunuz değil mi? Evet, gerilim var ama bir polisiye değil. Seriyi "best-seller" formatında yazdım. Entrika-para-aşk-seks-ün-hırs-şantaj eksenli... Harold Robbins, Jackie Collins, Jacqueline Susan, Pierre Rey tarzı. Ki, hepsini sever, nefes nefese okurum. Her gün Paul Auster, Umberto Eco okuyamıyorum. Takdir başka, eğlence ve keyif başka benim için. Hatta en sevdiğim filmler de salon komedileriyle müzikaller... Galiba biraz hafif biriyim...
* Türkiye'de yazılan polisiye roman hakkında neler düşünüyorsunuz? Artsın istiyorum. Şahsen ben hafif, neşeli, şampanya, olmadı gazoz efervesanlığını (uçuculuğunu) tercih ediyorum... Ancak, sizin de az evvel belirttiğiniz gibi bu romanım bir polisiye değil, best-seller. İsterseniz onlar hakkında konuşalım. Ayşe Kulin'in harika olduğuna inanıyorum.
Sayım Çınar
|