|
|
İşsizlik fonu ile övünenler kim?
Çalışma Bakanlığı'ndan aradılar. "İşsizlik Fonu'ndaki paraya el koyun" yazımı biraz sert bulmuşlar. Halbuki eleştiri dozunu yumuşak tuttuğumu sanıyordum. Neymiş efendim, prensip olarak "işsizlik fonundan yapılacak ödemeler, işsizliği özendirmemeliymiş." Kısa bir zaman dilimi için işsizlik ödeneği almak için işsiz kalmayı içine sindirecek biri olduğunu sanmıyorum. Gerçek şu: Fon, 'faiz dışı hedefini' tutturmak için kullanılıyor. Fon gelirleri (giderler çıktıktan sonra) faiz dışı hesapların içinde gösteriliyor. Fon'un giderleri artarsa, faiz dışı hedefi sapacak, IMF ile sorun olacak. O yüzden giderleri az, gelirleri çok bir fon dizayn etmişler. Anlayacağınız, Fon, kuruluş felsefesinde yazıldığı gibi kendi iradesi dışında işsiz kalanları desteklemek amacını taşımıyor. Öyle olsa, 1 milyar, 2 milyar, 3 milyar veya 4 milyar maaşla çalışırken, işsiz kalan insanlara 350 milyon lira aylık (en fazla) hak görmezlerdi. Ama umutlu bir gelişme var. Çalışma Bakanı Murat Başesgioğlu işsizlik ödemelerinin artırılması için bir çalışma başlatmış. Yeri gelmişken, ABD'den bir örnek vereyim. Asgari çalışma süresini tamamlamış kişi, işsiz kaldığında en son aldığı maaşa orantılı (asgari ücretinin iki katını geçmemek kaydıyla ve yaklaşık 6 ay boyunca) işsizlik ödeneği alır. O süre içinde iş bulamazsa, işsize ikinci 6 ay süresince gıda yardımı verilir. Sonra destek kesilir. Neden maaşa orantılı para verilir? 1) Çünkü çalışırken maaşıyla orantılı (yüksek) prim ödemiştir. 2) Örneğin 3 bin dolar maaşla çalışan, gelirine orantılı bir hayat kurmuştur. Bu kişinin işsiz kaldığında birdenbire yoksulluk sınırına inmesinin sorunları daha da ağırlaştıracağı bilinir. Yani Fon'da 13.7 katrilyon liralık kaynak benim için övünç kaynağı değil. Tam tersi, işsiz kalana destek yerine, faiz dışı fazla hedefini tutturmak amaçlandığından utanç kaynağı.
|