İki güç modeli
Şu ya da bu liderin "Türk dostu" ya da "Türk düşmanı" olmasını temel almadan, gerçekten "Avrupalı değerler"den ötürü Avrupa Birliği ufku olanların... Aynı anda neden "ABD politikaları aşığı olamayacağı"na dair bir kitap. Yazarı, ne "anti-Amerikan" ne "solcu-İslamcı ittifakı"ndan. Bir İngiliz; dış politika alanında "en parlak" isimlerden sayılan ve Observer gibi gazetelerde yazan Mark Leonard. Kitabın adı, "Neden Avrupa 21'inci yüzyılı yönlendirir?" (Fourth Estate, 2005). Satırlar aktarayım:
- "Son iki yıl Amerikan gücünün sınırlarını gösterdi. Dünyanın geri kalanı üstünde ABD üstünlüğü yok oldu. 1950'de ABD'nin geliri Batı Avrupa'nın iki, Japonya'nın beş katıydı. Şimdi Avrupa Birliği ile aynı; Japonya'nınkinin iki katından az. - Meksika ve Şili gibi ABD'ye bağımlı ülkelerin bile ABD'nin isteklerine "hayır" demesinin bedeli azaldı. - Amerikan hakimiyeti iki düzeyde: Yoğun konvansiyonel savaş yürütme ve kazanma kabiliyeti. Ve Amerikan popüler kültürü. Joseph Nye, bunları "sert" ve "yumuşak" güçler diye nitelemişti. "Yumuşak", ikna ve çekim gücü idi. Şimdi her ikisi de değer kaybediyor. - Bush yönetiminde "sert güç" saplantı halinde. "Yumuşak güç"ü de eritiyor. David Calleo'nun dediği gibi, "Avrupa dünyayı, herkesin potansiyel dost olduğu bir yer görürken, askeri ABD, her bağımsız gücün potansiyel düşman olduğu bir dünyada yaşıyor." - "Amerikan İmparatorluğu"nun atladığı gerçek şu ki, ABD'nin askeri ve diplomatik olarak vardığı yer sığ ve dar. - Avrupa'nın sağlamlığı geniş ve derin. Avrupa, son 50 yılda "demokrasi topluluğu" oluşturdu. Değerlerini kabul eden ülkeleri içeriden şekillendiriyor. - Avrupa'nın 450 milyon nüfuslu mavi haritasının yanı başında, AB ile kara ve deniz sınırları paylaşan 385 milyon nüfus daha var. Buna, Avrupa'nın büyük ticari ortakları olan 900 milyonluk bir nüfusu daha ekleyebiliriz. Bu 2 milyar insan "Avrupa küresi"nde yaşıyor; Avrupalı projelerle dönüşmekteler. - Rusya gibi bir ülke zehirli gazlara karşı Kyoto Protokolü'nü imzaladığında; Polonya, onlarca yıllık politikasını değiştirip etnik azınlıklara koruma sağladığında; Türkiye'de İslamcı bir iktidar zinaya hapis cezası düşüncesini bir kenara bıraktığında; ABD'nin sağcı Cumhuriyetçi iktidarı yaptığını yutup Irak için Birleşmiş Milletler desteği istediğinde, güç ve zayıflık üstüne tanımlarımızı sorgulamak zorundayız. - Askeri bütçeler ve akıllı füzelerle ölçülemeyecek yeni bir güç var. Uzun vadeli. Öyle kısa vadeli itişmeleri kazanmak yerine dünyayı değiştirmeye dair. Avrupa'nın gücü "dönüştürücü güç" olmasında. - Avrupa'nın tek bir lideri yok. O, ortak politika ve hedeflerde birleşmiş bir merkezler ağı. - ABD Afganistan'da rejim değiştirebilir ama Avrupa tüm Polonya toplumunu değiştiriyor. Avrupa, ülkeleri işgalle tehdit ederek değiştirmiyor: En büyük tehdidi, onlarla birlikte olamayacağını söylemek. - Avrupa ekonomisinin kalitesi onu model kılıyor: Daha az eşitsizlik ve daha az suç, daha az cezaevi; enerji verimliliği ve daha az petrol; insanlara daha çok boş zaman ve aileleriyle birlikte olma fırsatı veren sosyal model. - Avrupa; liberalizmden gelen enerji ve özgürlük ile sosyal demokrasiden gelen istikrar ve refahın sentezini temsil ediyor. Dünya zenginleşip açlık ile sağlık gibi temel sorunlara yöneldikçe Avrupa modeli daha çekici olacak. - Bir barış, refah ve demokrasi dünyası hayal edin. Küçük ülkelerin de büyükler kadar egemen olabildiği. Önemsenenin, "bizden misin, onlardan mı" değil, hukuk olduğu. Demokratik değerlerinizin, bu hafta terörle savaşta ne yapıp yapmadığınızdan önemli olduğu. Sadece 400 bin nüfuslu bir ülkenin dünyanın en büyük ekonomisinin parçası olabildiği. Sizden "Yeni Avrupa Yüzyılı"nı tahayyül etmenizi rica ediyorum." İsteyen, Bush ABD'sinin temel ideolojik metni olan "Yeni Amerikan Yüzyılı"nı da hayal edebilir!
|