|
|
|
|
Kuş cennetine aile gazinosu
Bir dönem 66 kuş türüne ev sahipliği yapan kurumuş Tuzla Gölü canlandırılıyor. Ancak gölün çevresine çay bahçesi yapılacak olması çevrecileri harekete geçirdi.
Gölü diriltmek için çay bahçesi
Dört sene önce kuruyan kuş cenneti Tuzla Gölü'nü canlandırma projesi kapsamında, göl kenarına çay bahçesi yapılması 'bu nasıl çevre bilinci' tartışmalarını da beraberinde getirdi.
Çok sayıda kuş çeşidinin barındığı ve dört yıl önce kuruyan İstanbul'daki Tuzla gölü, Tuzla belediyesinin projesiyle yeniden canlandırılmaya çalışılıyor. Ancak proje gereği göl kenarına çay bahçesi yapılması planı, tartışmalara yol açtı. Uzmanlar ne kuşların ne de bitki örtüsünün insanın müdahale ettiği ve 1997 yılında 66 farklı kuş türü tespit edilen Tuzla gölüne geri dönmeyecekleri görüşünde. 100 hektar bir alana yayılan göl, ilk olarak 1978 yılında tersane kurulmasıyla zarar görmeye başladı. Tersanelerin kurulmasıyla Lagün (denize bağlı) olan gölün denizle bağlantısı kesildi.
FABRİKALARLA BAŞLADI İlk olarak Tuzla Aydınlı'da kurulan fabrikalar, su ihtiyacının bir bölümünü derelerden karşılayan göle atık sular getirmeye başladı. Daha sonra atık suların göle gelmesini engellemek amacıyla, dereler bir kanalla denize yönlendirildi ancak bu durum gölün su kaynaklarını kısıtladı. Ayrıca Pendik- Tuzla Atıksu tüneli de gölün yer altı su kaynaklarını engelledi. Dolayısıyla göl hem yüzey hem de yer altı sularının engellenmesi nedeniyle 2001 Haziran ayında kurudu. Tuzla Belediye Başkanı Mehmet Demirci, eskiden gölü besleyen tek kaynağın derelerden gelen taşkın suları olduğunu ancak daha sonra bu derelerin ıslah edilmesiyle gölün su kaynaklarının kesildiğini savunuyor. Gölün rehabilite çalışmalarına başladıklarını anlatan Mehmet Demirci, şunları söylüyor: "Gölü en kısa zamanda bir kuş cennetine dönüştürmek için elimizden geleni yapıyoruz. Tekrar denizle bağlantısını kuruyoruz. Deniz ve göl arasında iki noktadan, 20 metre genişliğinde kanallarla denize bağlantısı yapılacak." Gölün ortasına 3 ada kurulacağını belirten Demirci, "Şu anda kanalların yüzde 50'si tamamlandı. Göl tabanında denizle sürekli bir sirkülasyon olacak. 140 dönümden oluşan üç ada oluşturacağız ve bu adalara toplam 10 bin ağaç dikilecek." "Hedefimiz bu adaları tekrar bir kuş cenneti haline getirmek" diyenDemirci, "Gölün kıyıları ise tuzcul bitki örtüsü kaplanacak ve halkın dinlenmesi için çay bahçeleri yapılacak. Formula 1 yarışları dolayısıyla İstanbul'da bir turizm hareketi oluşturacağız, bu projede turizm açısından da çok önemli" dedi.
'KUŞLAR GELMEZ' Projeyi hazırlayan Niğde Üniversitesi Öğretim Görevlisi Çevre Mühendisi Dr. Bahri Açıkgöz, etrafında insanların olduğu bir alan olması nedeniyle gölün içinde adalar oluşturmayı planladıklarını dile getiriyor. Kuşların insanlardan uzakta, bu adalarda barınabileceklerini belirten Açıkgöz, "Canlılar için insanlardan daha uzakta bir mekan bir ada oluşturmayı düşündük" diye konuşuyor. 10 yıl kadar önce bölgede bir araştırma yapan İ.Ü. Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Kantarcı ise palmiye ağacının ve göl içine adalar yapmanın çözüm olacağını düşünmediğini belirterek şunları söylüyor: "O bölgenin tekrar bir kuş cenneti olması imkansız değil. Ama palmiye o bölgenin ağacı değildir. Söğüt, Ilgın, İğde, Zakkum gibi ağaçlar bu alan için ideal olabilir. Tuzlu suya dayanıklı ağaç yetiştirilmeli. Palmiye bu sınıfa girmiyor. Kuşlar bu ağaçların gölgesini kullanacaklar. Belki de iğdenin meyvalarından beslenecekler. Oraya palmiye dikmek, Haliç'in içindeki yılanlı adalarda ağaç yetiştirmeye benzer. Gölün kuzey tarafındaki çayırı kuşların dolaşması için boş bırakılması gerekiyor."
'BUNUN ADI RANTTIR' Doğa Gözcüleri Derneği kurucusu Asaf Ertan, bir doğal güzelliğin içine insan faktörü girerse bunun adının rant olacağını iddia etti. Ertan şunları söyledi: "Buraya gelecek olan türler, göç yollarında konaklamak için uğrarlar. Böyle bir gölün içine insan faktörü girerse bunun adı 'rant'tır. Gelen canlı türleri de martı ve kargadan ibaret olur. Eskiden bu gölde nadir olarak görünen flamingo, pasbaş ördek, tepeli patka, bıldırcın ördeği, çeltikçi, altıngöz ördek, kervan çulluğu gibi canlı çeşitleri bulunurdu."
SEDA ÇAKIR
|
|
|
|
|
|
|
|
|