611 bin kişi nasıl ev sahibi oldu?
1984 yılını hatırlayanlarınız vardır. Müthiş bir toplu konut hamlesi başlatılmıştı. (2985 sayılı kanun) Adeta soluduğumuz havadan bile Toplu Konut İdaresi adına fon kesiliyordu. Turgut Özal Hükümeti'nin faydalı icatlarından biriydi. Şehirleri sarıp sarmalayan, pek çoğu çirkin mimariye sahip, çevresi 10 yıllardır düzenlenememiş ama yüz binlerce insanı ev sahibi yapan apartmanlar o dönem dikilmişti. Basit ama devlete bakışımızı yansıtan bir eksiklik nedeniyle bugün milyonlarca insan ev sahibi olamadı. Çünkü insanlara uzun yıllar boyunca adeta bedava kaynak aktardık. Başka bir deyişle toplumdan elde edilen fonlar, geri dönmeyecek şekilde dağıtıldı. Yanlışı 1989 yılında anladık ama iş işten geçmişti. Devlet yönlendirmesiyle toplumdan sağlanan kaynaklar heba edilmişti.
Neden bu konuyu inceledim? Sabah gazetesi olarak Türk toplumuna neredeyse mortgage adını ezberlettik. Son aylarda en çok telefon aldığımız konu buydu. Birileri (uluslararası) Türkiye'ye fon getirecek. Ev satın alacaklar bu fondan uzun vadeli kredi edinecek. Fon yaratanlar da alacakları paketleyip, borsada satacaklar. Sistemin özü bu. Türkiye'de 20-30 yıl vadeyle bu büyüklüklerde kredi verecek tek bir finans kuruluşu yok. Ama olabilirdi. Toplu Konut İdaresi, bırakın Türkiye'yi bölgesinin en büyük konut kredisi veren kuruluşu olabilirdi. Tezim bu. Tezimi ispatlayabilmek için geçmiş yılların verilerini dikkatinize sunuyorum. 1989 yılıydı. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi'nde çalışıyordum. Hükümet bir karar aldı. Dedi ki; "Bundan böyle kooperatiflere verdiğim konut kredisinin geri dönüşünde sabit taksit uygulamasını kaldırdım. Artık kredilere uygulanan faiz ve geri ödeme taksitleri, TÜFE ile memur maaş artışlarına bağlanmıştır." Bunu dedi, çünkü verilen kredilerin geri ödemeleri bir sonraki konut finansmanını sağlamaktan hızla uzaklaşıyordu. Geri ödenen paralar (yüksek enflasyon ve artan maliyetler nedeniyle) sürekli değer kaybediyor ve sistem tekliyordu. O güne kadar yüzde 15 ile yüzde 40 arasında sabit faiz uygulanıyordu ve vade 15 yıldı. Çalıştığım gazetede bu değişikliği savunan bir haber-yorum yazmıştım. Kooperatiflerine kredi açılmasını bekleyen kişiler, beni eleştiri yağmuruna tutmuştu.
Toplu Konut İdaresi desteğiyle 1984 yılından bu yana 1 milyon 100 bin konut üretildi. Konutların 611 bini sabit faiz uygulandığı 1984-1988 yılları arasında üretildi. Verilere göre, bu süre içinde gerçekleştirilen konutların üretim maliyeti 6.8 milyar dolar. Toplu Konut İdaresi, konut sahiplerine 3.1 milyar dolar kredi vermiş. 15 yıl içinde (Taksit miktarları komik rakamlara düştüğü için borçluların yüzde 99'u zamanından önce krediyi kapatmış) 611 bin kişiden tahsil edilen kaynak ise dolar bazında 500 milyon dolara bile ulaşamamış. Yani 2.5 milyar dolarlık bir kaynak uçup gitmiş. Bu sadece küçük bir örnek.
O gün rasyonel davranabilseydik, bugün konut sahibi olmak isteyen yüz binlerce kişiye günün faiz oranlarına uygun ama hiç bir bankanın vermeyi cesaret edemeyeceği vade yapısı ile kredi verecek kurumlarımız olurdu. Bu küçük örnek bile kaynakların kıt olmasının Türkiye'nin asıl sorunu olmadığını gösteriyor. Sorunu, kaynakları büyütmeyen, tam tersine küçülten ve çarçur eden zihniyette aramak gerekiyor.
|