İyileşmenin devamı için hükümetin yeni hamlesi gerek
Ekonomideki iyileşmelerin devam edebilmesi için, hükümetin hata yapmaması artık yetmeyebilir. Çünkü, ekonomide sorun birikmesi oldu. Bitişikteki grafikte ana başlıklar itibariyle bu sorunlar sıralanıyor. Kabul etmek gerekiyor, sosyal güvenlik reformu ve kayıtdışılıkla mücadele zor konular. Bizzat hükümetin kararlılığıyla icraatıyla çözebileceği konular. Yatırım ortamının iyileştirilmesi, istihdamın artırılması, pek çok ince ayar gerektiren, uzun zaman alan bir süreç. Üstelik hükümetin IMF ile de anlaşması gerekiyor. Ama bu anlaşmanın da önüne hükümetin bizzat kendisi bazı engelleri çıkardı. İllere teşvikin artırılması sorunlardan biri. IMF için ekstra çaba- Kamu kuruluşlarının birbirine olan borçlarını tahkim eden ve nihayetinde Hazine'nin sırtına yıkan "Torba Kanun" tasarısı Meclis'te görüşülüyor. Bu Tasarı da çıktığında Hazine yerel yönetimlerin 10 katrilyonluk borcunu üstlenmek durumunda kalacak. Belki bundan da önemlisi 2001 krizinden sonra kurulan yeni düzenin temel taşlarından biri olan Borçlanma Kanunu deliniyor. Kamu kuruluşlarının borçları tahkim edildiğinde Bütçe'de ödenek ayırmak gerekmiyor. Dolayısıyla Hazine'nin TMSF'den olan alacakları da Borçlanma Kanunu dışına çıkıyor. Bu durumda hem bütçe için hem de tahkime tabi tutulan kamu borçları için yeniden borçlanma yapılacak. Yani borçlanma gereğinin iki koldan, bir kolu da kontrol dışı artırılmasının yolu aralanıyor. IMF ile anlaşmanın ön şartı olan sosyal güvenlik reformu ve gelir idaresi reformunda henüz somut bir gelişme yok. İşte bu nedenlerle hükümetin ekonomideki iyi havanın değişmemesi için, IMF ile ilişkileri rayına koyması ve ekstra bir çaba göstermesi gerekiyor. Büyümede zor dönem- Bir de, kurların geldiği düzey itibariyle ihracattaki artışı nasıl sürdüreceğimizin yolu bulunmalı. Ya da bir şekilde cari işlemler açığındaki büyüme önlenmeli. Bu gerek de hükümeti ekonomide yeni bir hamleye zorluyor. Büyüme artışı geçmiş üç yılda olduğu gibi, 2005'te kolaylıkla gerçekleşmeyebilir. Çünkü büyümenin ihracat ayağındaki yeni ivme sağlayacak hamleye ihtiyaç var. Büyümenin başka bir ayağını oluşturan iç tüketim ise daha çok ertelenmiş talepten kaynaklanıyor ve borçlanmayla finanse ediliyor. Kişilerin borçlanmasında epey mesafe aldık. Birikmiş talep de doygunluğa ulaşmak üzere. En azından geçmiş yıllardaki hızda borçlandırma ve birikmiş tüketim olmayacak. Dolayısıyla iç tüketim artışı yoluyla büyüme sınırlı kalacak. İhracatta ve iç tüketimdeki bu zorluk aynı zamanda büyümenin üçüncü ayağı olan özel sektör yatırımlarındaki hızı kesebilir. Üç ayaktaki gelişmeler, büyümede artık zor döneme girildiğini gösteriyor. Dolayısıyla büyümedeki bu zorluk da, hükümetin yeni bir hamle yapmasını ve performans yükseltmesini gerekli kılıyor. İcraat için kısıtlı zaman- Kaldı ki, iç siyasi gelişmeler hükümete geçmiş 2.5 yıldaki rahatlığı sunmuyor artık. AKP'den kopmalar sınırlı kalsa da, alternatif arayışları sürecek. Ama daha da önemlisi, ekonomik icraat için artık çok az zamanın kalması. Sadece 2005 yılı var. Eğer sürpriz şekilde bu yıl yapılmayacaksa ki, az ihtimal, 2006 seçim yılı olmaya aday. Çünkü, 1980 sonrası bütün seçimler öne alındı. Üstelik normal seçim yılında bir de Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. Bu da, hükümetin üzerinde yaratabileceği baskı nedeniyle seçimin öne alınmasına önemli bir neden oluşturabilir. 2006 yılı seçim yılı ise hükümetin icraatlarının sonucunu seçmenin görmesini istiyorsa, ekonomiyi toparlama, sorunları çözme, reformları yapmak için geriye sadece bu yılın 10 aylık dönemi kalıyor. Bütün yollar hükümetin icraatlarda yeni bir hamle yapmasına çıkıyor. Sonuç- "Gerçek, gecikmeyi sevmez" Seneca
|