| |
|
|
Prens Charles
Lütfen yazının başlığına neden İngilizce diye itiraz etmeyin, adamın ismi İngilizce. Şu günlerde, dünyanın en acınacak adamı kimdir diye bir anket yapılsa, saniye düşünmeden Prens Charles derdim. Bu arkadaş, biliyorsunuz İngiliz Kraliyet Ailesine mensup. 57 yaşına geldi, tahtta oturan annesi Kraliçe 2. Elizabeth yüzünden gün yüzü göremedi. 1971 yılında tanıştığı sevgilisi Camilla ile mutlu bir hayat düşlüyordu ama dillere destan güzelliğine tutulmuş olmalı ki aniden Prenses Diana ile evlendi. Yine mutlu olamadı. Diana'nın ölümünden sonra, tekrar uzatmalı sevgilisi Camilla'ya döndü. İpleri artık kendi eline almaya karar vermiş olmalı ki, Camilla ile evleneceğini açıkladı, düğün hazırlıkları başladı. Kraliçe Elizabeth boş durur mu? Derhal ültimatomu dayadı: Evleninceye kadar ayrı odalarda yatılacak! Sanki kraliçe değil de kaynana Semra hanım! Nedir bu evlatların annelerinden çektiği Allah aşkına dostlar? Bir erkeğin (veya bir kadının), annesi hakkın rahmetine kavuşmadıkça kendi kaderini tayin hakkı yok mudur acaba? Nedir bu despotluk, nedir bu anne sultası evlatların üzerindeki? Prens Charles'ın zavallı durumu, aslında insanlık alemi üzerindeki en ağır gizli iktidarı gözler önüne sergiliyor. Siz buna sevgi iktidarı (diktası) da diyebilirsiniz, çünkü genellikle sevgi adına, koruma kollama adına kullanılmaktadır. Anneler bu "anne diktatoryalarının", evlatlar üzerinde yaratabileceği mutsuzlukları ve duygu noksanlıklarını biraz olsun düşünebilselerdi keşke. Çünkü kullanılan iktidar, çoğu zaman evlatların kişiliğinde onarılmaz yaralar açabiliyor. İnsanoğlu, bu takır takır işleyen düzeni aşabildiği gün kurtulacaktır gerçek esaretten. Cennet annelerin ayağı altında olabilir. Peki dünyadaki duygusal cehennemler kimlerin ayağı altında acaba?
|