|
|
|
|
|
Bu son röportajım
|
|
En duygusal, en damardan, en göbek atılası şarkılar onun. Kimseye güvenebilecek gibi durmuyor. Uzun zamandır aşık olmuyor. Genelde sinirli. Sözlerinin çarpıtılmasından da son derece bıkkın, zaten "Bu benim son röportajım" diyor. Ve artık 35'ine yeni bastığı için yolu yarılamış bir adam olduğunu söylüyor.
Tam da doğum gününde yakalamışım Serdar Ortaç'ı. Yaş 35, yolun yarısı... Siyahlara bürünmüş, güneş gözlükleriyle girdi içeri. Ulus'taki ofisindeyiz. Nasıl biri mi? İtiraf etmeliyim ki, sinirli ve çok ciddi. Yanında insan bilmeden işlediği bir suçun cezasını çeker gibi hissediyor. Rahatsızım ya soruyorum; "Bir şey mi var? Mutsuz musun?" "Yoo bu benim olağan halim" diyor. Ortaç iş görüşmelerine 'cevşen'siz gitmiyor, risotto ve sushi'yi öldür Allah ağzına sürmüyor. Bize göbek attırırken evinde hip-hop dinliyor. En sevdiği şarkısı 'Bilsem Ki'... "Ancak Kayahan, Sezen Aksu ve Nazan Öncel'den şarkı alırım" diyor. Şu anda hazırda 500 eseri bulunuyor. Nehir Erdoğan'a "Nehir Gözlüm" şiirini yazdığını kabul ediyor ama Nehir'le hiç tanışmamış. Sadece güzelliğinden etkilendiği için yazmış. Bir dost sohbetinde arkadaşına anlatınca da üç gün içinde şiir manşetlere çıkmış. Bana sorarsanız o kimseye güvenebilecek biri değil, biraz da karmaşık. Hediye almaktan ve vermekten nefret ediyor. Doğum gününü de arkadaşlarıyla yemek yiyip, geç saatlere kadar playstation oynayarak kutladı. İyi ki doğdun Serdar Ortaç! Yıllardır sen bizi eğlendirdin, Allah tuttuğunu altın etsin... Ha bu arada, "Bu son röportajım" dedi. "Uzun süre kimseye röportaj vermek istemiyorum, çünkü sözlerimin çarpıtılmasından bıktım..."
* İyi ki doğdun! 35 yaşına girdin, yaşlandığını düşünüyor musun? Daha olgun hissediyorum. Yaşlanmış gibi değil de, daha hayatın zevklerini tanımış gibi yapmak, istediklerimin farkına varmışım gibi hissediyorum.
* Şöhreti seviyor musun? Şöhreti sevmekten başka bir seçeneğim olmadığını düşünüyorum.
* Mecburiyetten mi seviyorsun yani? 'Ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin' atasözüne geliyor olay. Artık şöhretim ve bunu değiştirecek bir gücüm yok!
* Peki değiştirecek gücün olsaydı... Bugüne kadar yaşadıklarımı önce bir tatmak isterdim. Tattıktan sonra, sıkıldıktan sonra eski sıradan hayatıma dönmek isterdim.
* Nedir bu tattıkların? Şöhret normal bir aşurenin lüks bir restoranda üzerine sos dökülerek yenmiş hali gibi bir şey. Daha az masrafla yaşamak varken daha ağır bedeller ödeyerek yaşamayı tercih etmişiz. Tadı bu...
* İçindeki cevheri ne zaman fark ettin? Babamın torna atölyesinde çalışıyordum. Çekiç sesinin çiviye vururkenki sesten notalar üretiyordum. Mengenede eğe yaparken o ses, bir ileri iki geri dört sağa beş sola diyerek matematiksel denklemler kuruyordum, sonra onları ritme dönüştürüyordum. Üzerine melodiler uyduruyordum. Eve gidiyordum uyuyordum ertesi gün aklımda kalanların üzerine sözler yazıyordum.
KADINDAKİ TAKINTILARI * Sevgilimin kıyafetini beğenmezsem dışarı götürmem. * Mini ve göğüs dekoltesi sevmem. * Işıltılı şeyleri ve fazla makyajı sevmem. * Oje, ruj ve kıyafette kırmızıyı sevmem. * Bir jean üstüne beyaz bir bluz çok güzeldir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|