| |
|
|
Teoman Alpay ve Arthur Miller
Biri bizim dünyamızdan, diğeri ise bütün dünyadan, iki yaratıcı insanı daha kaybettik. Teoman Alpay bizim dünyamıza besteleriyle anlam katan değerli bir sanat adamıydı. Düşünün ve hatırlamaya çalışın. Teoman Alpay'ın imzasını taşıyan şu şarkılardan hiç mırıldanmadığınız veya duyduğunuzda eşlik etmediğiniz oldu mu acaba? Nasıl geçti habersiz, o güzelim yıllarım / Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar / Buruk Acı / Sarmaşık Gülleri / Sevmekten Kim Usanır / At Kadehi Elinden / Kıskanırım Seni Ben.. Tabii bir de bestesi Metin Bükey'in, sözleri Teoman Alpay'ın olan "Samanyolu" var.. "Sen kalbimin mehtabısın güneşisin Sen ruhumun vazgeçilmez bir eşisin Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek Dudaklarımdan yıllarca düşmeyecek" Amerikalı oyun yazarı Arthur Miller ise, özellikle "Cadı Kazanı" (The Crucible), ile Batı dünyasında 1950'lerde egemen olan McCarthy'ci bağnazlığa, en etkili neşteri vurmuştu. "Satıcının Ölümü" de (Death of a Salesman), Amerikan kapitalizminin küçük insanlara yansımasını en iyi irdeleyen yapıttı. Kendisinin de söylediği gibi "20'nci yüzyılda da trajedi yazarı olunabileceğini" kanıtlamıştı Miller. Keşke, bir ara evlendiği Marilyn Monroe'nun da trajedisini yazmış olsaydı. Harold Pinter, Miller'ı BBC'de anlatırken, "20 yıl önce onunla Türkiye'ye gitmiş ve hapse giren, işkence gören pek çok yazarla görüşmüştük. Miller bağımsız ve berrak düşünceli bir insandı" dedi.
|