|
|
Sevgililer Günü diyalogları
- Allah seni bildiği gibi yapsın Namık! - Ne oldu Nurten? Suratın niye asıldı ya? - Mahvettin geceyi, harap ettin romantizmi. - Ben mi? Aşkolsun Nurten. 'Sevgililer Günü' geliyor diye günler öncesinden plan yapan ben. En pahalı restoranlardan birini seçen ben. Başında kemancılarla aşk şarkıları çaldıran yine ben. - Şarap siparişi veren kim peki? - O da ben. - Ve geceyi bitiren de sen. Sipariş ettiğin şaraba bak; 'öküzgözü'. Bir de söylerken gözümün içine bakıyordun. Asıl öküz sensin Namık tamam mı? - Ama Nurten. 'öküzgözü' en kaliteli şarap. Hani bu gece özel ya o bakımdan söylemiştim. Gitme Nurten. Nurteeen...
*** - Ben anlamıyorum bir türlü... - Neyi anlamıyorsun canımın içi? - 'Anneler Günü' olsun, 'Babalar Günü' olsun ve hatta 'Sevgililer Günü' olsun, bunlar hep dünya ticaretini yönlendirenlerin bize dayattığı ve tüketimi pompalamaya yönelik şeyler... - Yani? - Yani demem o ki, bütün bunların arkasında Amerika'da yaşayan para babaları var. Hatta belki de uzaylılar var. Onlar istiyor diye 'Sevgililer Günü'nde alışveriş yapıcam, para harcıycam yani, öyle mi? - Harcamıycak mısın yani? - Harcamıycam tabii... Bende onlara para kaptıracak göz var mı Cansu? Sana sevgimi söyleyeceğim diye onlar zengin olacaklar öyle mi? Yemezler yedirmezler... - Yani sen bana bugün hediye falan almadın, yanlış anlamıyorsam... - Almadım tabii nar tanem, nur tanem. Yanaklarından öperim olur biter... - Onu da yapmana gerek yok çünkü bu ilişki burada bitti... Elveda salak komplocan... Bu ilişkinin niye bittiğini de git o para baronlarına sor, e mi? - Ama... - Ama ya... Baaaay...
***
- Hayatııııım... - Ne var Allah'ın cezası yine ne var? Bulaşık yıkıyorum, mutfaktayım, ne var?! - Beni akşam yemeğe bekleme... Bugün 'Sevgililer Günü' biliyorsun, bu özel ve güzel günü sevgilimle dışarıda kutlıycaz... - Boyun devrilsin İsmail. Allah seni bildiği gibi yapsın İsmail. Aldattığın gibi bir de dalga geçiyorsun... - Nooldu niye dellendin hayatım? - Bir de utanmadan soruyo... 'Sevgililer Günü'nde sevgilinle geçiriyorsun bir de utanmadan bunu bana söylüyosun... - Bu kadın milletine de yaranılmıyor. Hanımlar günü demiyor ki, 'Sevgililer Günü' diyor hayatım... Amaaaan... Güzel güzel söyleyelim, kibar olalım dedik yine yaranamadık.
*** - Sevgilim, şeyimiz kutlu olsun. Bak bu çiçekler de şey için... - Ney için Selman? Bugünün önemi nedir? - Çok özel bir gün, arım balım peteğim... - Özel derken... Doğum günüm olabilir, evlilik yıldönümümüz olabilir, başka bişey olabilir...
Ya ne bileyim, özel bir gün işte. O kadar hatırlıyorum. Çalsın davullar, oynasın gelingörümce... - Tüh Allah seni ne yapsın? Bugünün 'Sevgililer Günü' olduğunu bilmiyorsun, bir de çiçek alıyorsun. Hani al bunları salata doğra der gibi. Bari maydanoz falan alsaydın. - O kadar tarih var ki, insanın kafası karışıyor bir yerde... Ama özel ya, bak onu aklımda tutmuşum. Yaaa, niye çiçekleri kafama vurduğunu sorabilir miyim?
*** - Aşkıııım, bir taneeeem... 'Sevgililer Günü'n kutlu olsun canııım - Bunlar ne Niyazi? - Çiçek Şebnem. Aşkımızın çiçekleri. - Offf of... Peki ya o elindeki kutu ne? - Haa o mu? O da hediyen. - Çiçek almışsın ya... - Hiç olur mu? Bir iki küçük çiçek, sana olan aşkımı nasıl simgeleyecek? Ama şu pırlanta küpeler... - Yeter yaaaa... Yeter... Bir gün de unut be adam. Bir gün bir tarihi atla. Bir gün beni ihmal et. Yok yok... Milletin karısı, sevgilisi ne güzel kavga sebepleri çıkarıyor, sen bana bu zevki çok görüyorsun Niyazi. - Neden bu kadar asabisin Şebnem?! Anladııım... Hay eşek kafam! Nasıl da unuttum?! Bugün ilk kez beraber baş başa yemek yiyişimizin üçüncü yıl dönümü... Ben unuttum, sen ona kızdın. Dur ben sana hemen bir hediye alayım da geleyim. Affet beni Şebnemim...
|