|
|
|
|
|
|
Hasta olduğunu bilmek herkesin hakkı
* Kanser olduğu, kişiye kimin tarafından, nasıl açıklanmalı? İnsan hakları ve hasta hakları açısından bilme önceliği aileye değil, hastaya ait bir durumdur. Özel psikiyatrik durumlar dışında, akıl hastalıkları ya da ciddi intihar riski dışında -tabii çocuklar ve yaşlıları da bunun dışında tutuyoruz-, bilme hakkı hastanındır. Aile hastayı korumak için bilmesini istemezse, bu duruma hekim izin vermemelidir. Doğru olan, doğru bilginin hasta tarafından bilinmesidir. Bu zaten bir insanın doğal hakkıdır. Bizde birey olma henüz oturmadığı için feodal yapı nedeniyle, kişinin kendisiyle ilgili bilgileri kendinden saklanabiliyor. Kişiye kanser olduğu önce hekim tarafından açıklanmalı. Bu kişi sıklıkla gittiği uzman hekim, cerrah veya onkolog olabilir. Hastalığı açıklayacak kişi kesinlikle aileden olmamalı. Hastalar bildiklerinden değil, bilmediklerinden endişelenirler. Önemli olan, bu bilginin hastanın psikolojisi dikkate alınarak sunulmasıdır. Ve bu bilginin doğru algılanması, olası potansiyel tedavi seçeneklerinin imkânlarıyla birlikte söylenmesi önemlidir.
* Kanser teşhisinin bir psikolog tarafından hastaya açıklanması daha doğru değil mi? Hastalık haberini verirken hekim hastanın duygularını ve psikolojisini dikkate alarak açıklamalı. Söylemekten çok, nasıl söylenmesi gerektiği daha önemlidir. Bunun temel cevabı, umudu yok etmeden gerçeğin kabullenilmesini sağlamak yönünde olmalı. Eğer hasta psikolojik olarak inkâr etme durumunda ise, tanı söylenmese de sözsüz ortamdan bu sinyali alır. Hasta hekim ilişkisinin güvenini sağlamak için doğru teşhis uzman tarafından hastanın tolere edebileceği bir zamanda, destek ve tedavi seçeneklerini de ortaya koyan umutlu bir şekilde söylenebilir. Bu açıklama bazen birkaç görüşme sonunda, hastayı hazırladıktan sonra yapılabilir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|