|
|
Sevgiliye dair...
Yıllar yıllar önce bir sahaf dükkanının tozlu raflarında elime aldım ilk kez... İki mektup 10 satır yazı.. Karşılıklı yazılmış sevgi kelimeleri... Biliyorum, şimdi ne mektup kaldı ne de o kelimeler.. Biliyorum, belki o zarafet ve letafet de kalmadı! Ama olsun varsındı! O günden bugüne saklayıp durdum her iki mektubu... Bazen açıp okudum! Gülümsedim, hayıflandım.. Şimdi de paylaşmak istiyorum... "Gönderen"in isimleri bende mahfuz olarak! "Yarın"ın hatrına...
"Bayım! Aramızdaki dostluğa güvenerek; şimdiye kadar içimde gizlemekte olduğum bir gönül sırrını artık size açmaya karar verdim. Bir genç kızın doğrudan doğruya ve ilk olarak açacağı böyle bir sırrın ehemmiyet derecesini ve bu hususta yapılan izzeti nefis fedakığının büyüklüğünü daima dikkat nazarında tutacağını ümit eylerim.. Ayni zamanda mağrur tarzınız bana büyük bir itimat ve inanç vermiştir ki söze gönlümü açabilmek cesaretini buluyorum. Vereceğim bu sır.. Gönlüme ait bir duygu; aylardan beri yaşadığım ve yaşattığım bir sevgidir ki.. Onu yalnız ve yalnız sizin için duyuyorum. Evet, hayret etmeyin ve beni ayıplamayın. Bilakis mazur görüp acıyın bana.. Çünkü, çektiğim acının ve ızdırabın haddi, hasabı yok, gecelerimi uykusuzlukla geçirirken, günlerin de kaygusuz geçen bir dakikası bulunmuyor.. Aşkımı kabul etseniz de etmeseniz de; hakkımda fena düşünmenizdir. Beni serbest hopba.. Her erkeğe aşk ve ihtiras vadeden hafif meşrep bir genç kız olarak telakki etmeyin.. Bunu kimseye de söylemeyin. Hatta şu perişan ve kararsızlık eseri olan mektubumu derhal ortadan kaldırın.."
"Sayın bayan... Mektubunuz, beni sonsuz bir sevinç ve çılgın bir neşeye boğdu, onu tekrar tekrar kim bilir kaç yüz kere okudum. Her okuyuşta da birçok kez öptüm, bağrıma bastım.. Demek, siz de beni seviyorsunuz, seviyorsunuz öyle mi? Aylardan beri kalbimde sakladığım ve bir türlü itirafa cesaret bulamadığım aşkıma mukabil sizde de gizli bir aşk varmış da farkında bile olamamışım. Fakat sizin bu büyük meziyetlerin saikesile yazmaya ve göndermeye muvaffak olduğunuz mektubu adeta bir suç, bir kabahat telakki ederek birtakım üzüntülere düştüğünüzü görüyorum. Ve bu suç delili olan mektubu derhal yok etmemi emrediyorsunuz. Hayır bayan Ayten hayır, her türlü emriniz başım üstüne.. Fakat bunu yapamam, yapmayacağım.. Bu mektup benim için çok mukaddes bir hatıradır.. Bir kuş gibi çırpınmakta olduğunu yazdığınız o hassas ve ince kalbinizin daha fazla heyecan ve ızdırap içinde kalmamasını temin etmek ve sizi böyle bir ızdıraptan kurtarmak için alelacele yazdığım bu mektubun kısalığından ve basit oluşundan dolayı mazur görünüz.."
|