|
|
Küfür değil yazı yazın!
İşte, yine aynı şey oldu... Orhan Pamuk meselesinde "bir kısım yazarlar"ımızın "takkesi düştü, keli göründü" bir kez daha! En kolay yol seçildi! Orhan Pamuk'un iki hassas konuda yabancı bir dergide yayınlanan açıklamaları elbette çarpıcıydı ve tabii ki "mesele" haline gelmeli, ekranlara taşınmalı, köşelerde yer bulmalı, yazarlar, çizerler masaya yatırmalı, yakın plana almalıydı... Ama üslup bu olmamalıydı... Yani, "ağır hakaret", küfür, kıyamet değil, "iyi Türkçe"yle kaleme alınmış, "kaynaklara dayalı" yazı olmalıydı... Ancak ne yazık ki kimi gazetelerin kimi köşelerinde yazı yoktu, bir araya geldiğinde argo ve küfre dönüşen harf parçacıkları vardı sadece! Durum iki açıdan vahimdi! Hem, 20 kelimelik dağarcığıyla Türkçe yazdığını zanneden "köşeci"lerin bolluğu.. Hem de belli ki artık "karşı fikir"in yerine "ağır küfür"ün krallığını(!) ilan etmesiydi! Ne acıklı, ne hazin... Günlerdir, pek çok köşe ya da sayfada, ya "vurun kellesi"ni cinsinden hedef gösterme, tehdit hatta "haddini bildirme çığlıkları" var, ya da "aile boyu küfür"ler! Üstüne üstlük popülizm ve hamasetin en katmerlisi, bilgisizliğin, cehaletin en fiyakalısı yapılıyor... Böyle durumlarda "koro"ya katılmak caiz ya, kullandığı otomobilin özelliklerini dahi yazmayı beceremeyenler, köşesini "paparazik" haberlerle dolduranlar, üç kitabı bir araya getiremeyenler bile birdenbire "moda"ya uyuyor, "mal bulmuş magrubi" gibi "Orhan Pamuk" yazmaya koyuluyor ama bildiği tek şey de küfür oluyor, kaleminden argo damlıyor! Hadi var mısınız, küfür sallamak yerine yazı yazmaya... Televizyon ahalisinin deyimiyle "köşeleriniz" belki mahalle köşelerinde "reyting" alıyordur ama "bilgi ve Türkçe"de ilk yüze bile giremezsiniz haberiniz ola!
|