|
|
İyileşmenin devamında anahtar rol yabancıların
Haftasonu açıklanan 2004 Ödemeler Dengesi istatistikleri hem mali piyasalarda hem de reel ekonomide iyileşmenin devamının yabancıların tavrına bağlandığını ortaya koyuyor. Çünkü, ilk defa 15.6 milyar dolar cari açık yani döviz açığı veriyoruz. Bu açığın finansmanı yurtdışından sağlanıyor. Üstelik başka para girişi olmalı ki, 15.6 milyar dolarlık açığı finanse ettiğimiz gibi, 6.7 milyar dolar rezerv biriktirmişiz. * Bitişikteki tablo Ödemeler Dengesi verilerinden derlendi. 2004'te 22.3 milyar dolarlık sermaye girişinin 12.6 milyar doları borç doğuran işlemler, 9.7 milyar doları da borç boğurmayan işlemlerden oluştu. * 2004 yılı tamamiyle özel sektörün öncülüğünde boçlanmayla geçti. Özel sektörün 5.9 milyar dolarlık işlemi 15.5 milyar dolara çıktı. En büyük artış banka ve reel şirketlerin (diğer sektörler adı altında) aldıkları kredilerle gerçekleşti. * Borç doğurmayan işlemlerin en büyük kalemini yabancıların yurtiçinde devlet iç borçlanma senedi alımı oluşturdu. Bu kalem 1.6 milyar dolardan 5.8 milyar dolara yükseldi. Yabancıların hisse senedi alımı 1.4 milyar doları buldu. * 2004 yılında yabancıların Türkiye'deki doğrudan net yatırımları 2.566 milyon dolar. Yerlilerin yurtdışındaki yatırımı ise 857 milyon dolar. Bunun neti 1.709 milyon dolara geliyor. Ancak yabancı doğrudan yatırımlarının 1.343 milyon doları gayrimenkul alımı. Bu rakamı çıkardığımızda Türkiye'de iş yapmak, fabrika kurmak veya şirketlere ortak olmak amacıyla gelen yabancı sermaye miktarının net bazda 366 milyon dolara indiğini görüyoruz. * Ödemeler dengesinin 22.3 milyar dolarlık finansmanının 15.3 milyar dolarlık kısmı ise kısa vadeli. Bu da, finansmanın üçte ikisinin kısa vadeli ve yabancıların tavır değişikliklerine hassas ve bağımlı olduğunu ortaya koyuyor.
Özel sektör açığı Geçen yıl büyüme hedefi yüzde 5'ti, muhtemelen gerçekleşme yüzde 8.59 arasında olacak. Yani hedef neredeyse bir kat aşılmış. Buna bağlı olarak cari açık hedefi yılbaşında 7.6 milyar dolardı,15.6 milyar dolarlık gerçekleşme de bunun iki katı düzeyinde. Türkiye 2004 yılında özel sektör öncülüğünde büyürken, yine özel sektör öncülüğünde bu büyümeyi dışardan finanse etti ve cari açığı tüm zamanların en üst düzeyine yükseltti. Üç yıllık IMF programı ömrünü tamamlarken hiç de öngörmediği bir cari açık başarısızlığıyla karşılaştı.
Para girdiği sürece sorun yok Şimdilik uluslararası sermaye geldiği için böyle büyük ölçekli bir cari açık sorun yaratmıyor. Açık 15 milyar dolar, gelen para 22 milyar dolar. Neden sorun olsun ki? Bu kuvvette para girdiği sürece sorun olmaz. Sorun para girişinin ne ne zamana kadar süreceğinde. Ancak bu durum, hem reel ekonomide hem de mali piyasalardaki iyileşmelerin devamını tamamiyle yabancıların tavrına bağımlı kılıyor. Yabancı semayedarların tavrında kâr realizasyonu amaçlı veya iç ve dış etkenlerle meydana gelebilecek değişiklikler aynı zamanda Türkiye'nin cari işlem açığı finansmanında, mali piyasalarında ve ekonomisinde kırılganlık yaratabilecek. Kuyruğu sadece borsada değil, bonoda ve reel ekonomide de yabancılara ya da dışarıdan paraya kaptırmış durumdayız.
Sonuç " Bugünden faydalan, yarına güvenme" Horace
|