İnönü'nün Yaveri'nin yarattığı Ömür markası Sabancı'ya emanet edildi. Markanın Velihatı ise gayrimenkulcülüğü tercih etti....
Sabancı Grubu beyaz ette aradığı pilici Ömür markasında buldu. 72 yıllık bir markaya yeniden hayat veren Sabancı'nın Ömür'ü, İstanbul'da, özellikle Avrupa yakasında yaşayanlar için oldukça tanıdık. Çünkü İncirli'de E-5 Karayolu üzerindeki Ömür Restoranı, ya da bundan 10 yıl öncesine kadar piyasada satılan Ömür Yoğurtları halen hafızalardan silinmiş değil... 1933 yılında İsmet İnönü'nün Yaveri Fikret Yüzatlı ile hayat bulan Ömür markası, bugün ikinci kuşak tarafından Sabancı Grubu'na teslim edilmiş durumda. Türk kamuoyu yeni duysa da aslında bu devir rahmetli Sakıp Sabancı'nın ölümünden yaklaşık 2.5 ay önce tamamlanmış. Markayı Sabancı Grubu'na teslim ettikten sonra "gayrimenkulculükte" karar kılan torun Feyyaz Yüzatlı ile ailenin bugünlere nasıl geldiğini konuştuk.
'10 YIL BOYUNCA DAYANDIK' Feyyaz Yüzatlı, merdiven altı üretim yüzünden 1984 yılında daha sanayicilikten çekilme yönünde kafalarında bir düşünce doğduğunu ifade ederek, "10 yıl boyunca dayandık. Sermaye takviyesi yaptık ancak bu işi yürütemeyeceğimizi anladık. 1994 yılına gelindiğinde Ömür Yoğurt Tesisleri'ni kapatmak zorunda kaldık" diyor. Bir dönem entegre olarak çalışan Tavukçuluk Tesisleri'nin kapanması ise bu tarihten çok daha önce olmuş. Peki Fikret Yüzatlı, İsmet İnönü'nün yaveri iken neden süt, yoğurt ve tavuk işine giriyor. O günleri torun Feyyaz Yüzatlı, "Dedem başta Kurtuluş Savaşı olmak üzere hemen her savaşta yer aldıktan sonra İsmet İnönü'nün yaverliğine getiriliyor. Ankara'da Atatürk Orman Çiftliği'nin kurulduğu dönemlerde, Atatürk ve İsmet İnönü, 'Sen de İstanbul'da bir süt üretim tesisi kur. İstanbul civarındaki köylerin sütlerini alır işlersin' diyor. Bunun üzerine ilk tesisi Silivri'de kurmaya karar veriyor. Burada üretilen yoğurtlar her gün tepsiler halinde İstanbul'a getirilip satılıyor. Daha sonra fabrika Bahçelievler'e taşınıyor. 1950'lerde tavukçuluk da yapmaya başlıyor" diye özetliyor. Ancak Fikret Yüzatlı'nın tek işi sanayicilik değil. Torun Feyyaz Yüzatlı'nın "aslında dede mesleğimize geri dönüyoruz" dediği gayrimenkul alım-satımı da bunlardan biri. "Dedem Bahçelievler'in kurucusu" diyen Feyyaz Yüzatlı, oldukça mütevazı bir şekilde anlatmaya şöyle devam ediyor: "Bu bölgede o zamanlar İncirlik Çiftliği varmış. Bu çiftlik satışa çıkınca o zamanın arsa spekülatörlerinden Ali Galip Ersan, dedeme gelip, 'Gel burayı seninle birlikte alalım.Ben sadece arsa işinden anlarım, seninle buraya başka bir vizyon katabiliriz' diyor. Dedem de kabul ediyor ve 500 dönümlük bir arazi parası verilerek alınıyor. Dedem de o zaman İstanbul'un planını yapmak için Atatürk'ün davet ettiği meşhur Henry Ford'dan yardım alıyor. Buraya çok geniş bulvarlar yapılıyor. Edirne Asfaltı'nın iki katı yollar yapılınca buradakiler dedeme 'Ne o havaalanı mı yapıyorsun' diye serzenişte bulunuyorlar. Ancak bugün ne kadar doğru bir karar olduğunu görüyoruz.
HİBE DİYEREK ÜZDÜLER İsmet İnönü'nün Yaveri Feyyaz Bey ve ailesini en çok üzen şey ise bu bölgenin Atatürk ve İnönü tarafından "kendisine hibe edildiği yolunda" kulaktan kulağa dolaşan söylentiler olmuş. "Dedem sağlığında bu söylentilere çok üzülürdü" diyen torun Yüzatlı, bu bölgenin parası ile alındığının altını çiziyor. Merdiven altı ve markasız üretimlerin kendilerini çok zorladığını tekrarlayan ve "Ne yazık ki gelecekte hiç umut görmüyordum" diyen Feyyaz Yüzatlı, "Ancak şimdi Ömür adını, markasını çok emin ellere teslim ettiğimiz için mutluyuz" diyor. Görüşmemiz sırasında hazır bulunan Gıdasa'nın Pazarlama Müdürü Gülden Kayahan da üretim öncesinde üç ilde bir araştırma yaptıklarını ifade ederek, "Gördük ki Ömür'ün hatırlanma oranı yüzde 60'larda. Doğrusu biz de bu kadar yüksek bir oranı beklemiyorduk" değerlendirmesinde bulunuyor. Daha önce "Ömrünüze Ömür Katar" sloganı ile bilinen Ömür de artık yoluna "Bir Ömür Gençlik" sloganı ile Sabancı'nın kanatlarında devam ediyor...