Besleme gazetecilik
Amerikalılar şu sırada kendi "besleme yazar ve gazeteciler"ini keşfetmekle meşgul. Son günlerde üç isim deşifre edildi; herhalde başkaları da çıkacak. Belki "başka ülkeler"de kimlerin de, bir propaganda aracı, bir halkla ilişkiler memuru olarak beslendiği ortaya çıkacak.
Şu anda "deşifre" edilenlerin üçü de Bush yönetiminin iç politikaya dönük arzularına "tercüman" olmuş şahsiyetler. Maggie Gallagher mesela, Bush'a seçim kazandıran unsurlardan biri olan "homoseksüel evlilik" meselesinde değerli yorumlarını esirgememek üzere 21 bin 500 dolar almış. Michael Manus, yine aynı konuda "10 bin dolarlık" yorumlar üretmiş. Etkili bir siyahi yorumcu olan Armstrong Williams, 240 bin dolar karşılığında, yazı yazdığı her gazetede, çıktığı her TV kanalında "Hıristiyan değerleri"ni yücelterek bu iktidarın değirmenine su taşımış. Bu sonuncunun haberini veren Los Angeles Times gazetesi şunu da duyurmak zorunda kalıvermiş: "Gazetemizin ana şirketi Tribune Co., bu durum karşısında, Williams'ın yazılarını kullanmama kararı aldı." Oysa, Williams da, bu meslekteki birçokları gibi, kendini "bağımsız bir ses" olarak pazarlayanlardan.
ABD Kongresi'nin soruşturma birimlerinde bu durum "örtülü propaganda" ve "gazetecilik maskesi altında yönetimin gündemini taşımak" diye nitelendiriliyor. Ve incelenmek üzere. Ve gözler ister istemez, "içeride" bu fütursuzluğu yapanların, "savaş pazarlamak" üzere "dışarıda" neler yaptıklarına dönüyor. İlk şüpheli, zaten bu konuda deneyimli ve sabıkalı olan "Rendon Group" adında bir halkla ilişkiler şirketi. Panama işgali, Kosova, Bosna, Kolombiya gibi yerlerde deneyimli şirket, en çok 1991'de Irak'a saldırının meşruluğuna ikna için ürettiği "sahte haberler"le ünlendi. CIA ile kucak kucağa çalışmasıyla. "Irak muhalefeti" olarak lanse edilen "Irak Ulusal Kongresi"nin imalatıyla. Kurucusu John Rendon kendisini "enformasyon savaşçısı" olarak niteliyor. Şirket de marifetini şöyle tanımlıyor: "Uluslararası büroları ve stratejik ittifaklarıyla, şirketimiz, 80'den fazla ülkedeki müşterilerimize iletişim hizmetleri sunar ve dünyanın her yerinde hükümet yetkilileriyle, karar vericilerle ve medya ile bağlantılar tesis eder."
Pentagon'da, şimdi Türkiye'ye de gelecek olan ve geçen cuma bu sütuna konuk olan "savaş ve işgal imalatçısı" Douglas Feith gibilerle de "özel ve yakın bağlantı" içinde çalışan bu şirketin parlaklığı, her yere uzanan kolları, "hükümet ve medya bağlantıları"... Haber yayınlatmakta, yazı yazdırmakta, propaganda yaptırmaktaki üstün uluslararası yeteneği, ister istemez şu merakı uyandırıyor: "Eli buralara da değdi mi?" Buralarda "karar vericiler"e, "gazeteciler"e, "TV yorumcuları"na, siyasi şahsiyetlere, medya kuruluşlarına, sivil toplum örgütlerine, "sıcak dost" yahut "sıcak para" eli uzandı mı? Böyle bir şey hiç oldu mu? Onunla ya da bir başkasıyla, hiç? Bunun cevabını henüz bilmiyorum. Belki de hiç olmadı. Ama, içimi rahatlatmak için dahi olsa, merak ediyorum. Yoksa, bu ülkede "her şey bedava" mı!
|