İyi geçinenler ve geçinemeyenler
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Derviş Günday, çarşamba günkü yazımıza ilginç bulduğum bir cevap gönderdi. Önce, konuyla ilgili yazımdan bir kısa hatırlatma; 'İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği Başkanı Suat Yalkın'ın aldığı maaş ne kadar? Gezi ve seyahatleri hangi esnafın, sanatkarın derdine merhem olacak cinsten, merak ediyorum? Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Genel Kurmay Başkanı, İstanbul Valisi, Emniyet Müdürü kaç para maaş alıyor? Suat Yalkın'ın bir çok yerden kaynaklı, bağlantılı görünen maaşı yaklaşık 30 bin YTL (30 milyar TL) yanılıyorsam, Yalkın düzeltebilir. Bazı günler hiç siftah dahi etmemiş, esnafın verdiği aidatların bu şekilde maaşa dönüşmesi doğru mu? Bir kişinin uzun yıllar, bir koltuğu böyle işgal etmesine bir çare yok mu? Resmi makamlar bu konuda da sessiz kalabilir, ama Derviş Günday'ın düşüncelerini özellikle merak ediyorum?' Günday'ın cevabı da şöyle; . 'Hemen belirtmek isterim ki, esnaf ve sanatkar teşkilatlarında yönetici olarak görev yapanların ücret ve sair parasal istihkakları, bu kuruluşlarımızın bağımsız karar organlarınca belirlenmekte ve dolayısıyla bağımsız tüzel kişiliğe haiz bu kuruluşlarımızın yetkili organlarınca alınan kararlar konusunda konfederasyonumuzun herhangi bir müdahale imkanı bulunmamaktadır. Ancak, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nca hazırlanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sevk edilmiş olan ve 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanunu'nda değişiklikler öngören yasa taslağında, teşkilatımızın yönetim kurulu başkanlarının görev süreleri ile yönetim organlarında görev yapanların parasal istihkakları konusunda ayrıntılı düzenlemeler ve sınırlamalar getirilmiş bulunmaktadır. Söz konusu yasa taslağının kanunlaşması ile birlikte yazınızda değindiğiniz sorunların çözümleneceğine ve bizleri de zaman zaman çok üzen tartışmaların artık sona ereceğine inanıyoruz.' Günday'ın açıklamasına bağımsız kurullar iş başında, bir şey yapmaları söz konusu değil. Yani kimse bir şey demese her şey normal. Ama birileri çıkıp işi tartışılır hale getiriyor. İlgili yasa çıkarsa sorunlar bitecekmiş, ancak bu tartışmanın şimdilik kapanacağını sanmıyorum. Yarı resmi konumdaki odalar, bir nevi halkın kurumu olan bu teşkilatlar maalesef en fazla yıpratılmış müesseseler durumunda. Gelişmiş ülkelerdeki benzer kurumlarla da hiç kıyas kabul edilemeyecek uygulamaları söz konusu. İlgili bakanlıkların yapmış olduğu çalışmalardan henüz bir netice alınmadı. Dileriz eski oda başkanı Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun elini çabuk tutar. Askerin en üst seviyede, polisin ise en alt düzeyde gündeme getirdiği düşük maaş tartışmasına tüm çalışanların dahil edilmesi en doğru olanı. Ancak, işin hassasiyet cephelerine bakıldığında elbette asker ve polisin geçim derdine düşmüş olması tüm toplum olarak hepimizi etkiler. Birinin diğerine önceliği yok. Fakat, şu an itibariyle askeri cenahın, polisten çok daha geniş imkanları söz konusu. Emekli ikramiyesi, maaşı, mesaisi, lojmanı, ordu evleri gibi imkanları var, ama yeterli değil. Poliste bunların hiçbirisi doğru düzgün yok. Olanlar da göstermelik.. Ayrıca, haklarını teslim etmek lazım paşalar kendi çalışanlarına sahip çıkıyorlar. Fakat, polis maalesef yetim oğlan muamelesi görüyor. Geçim sıkıntısı da sadece iki kesimle sınırlı değil. Verginin tabana yayılması kadar, gelir düzeyinin de her kesimde iyileştirilmesi şart.
|