|
|
|
|
|
Çocukların 'büyük' derdi
|
|
Obezite çocuk hastalıkları arasında ilk sıraya yükseliyor. Uzmanlar aileleri uyarıyor.
Batılı ülkeler "obezite"yle mücadele ederken Türkiye'de de obez çocuk sayısı gün geçtikçe artıyor. Sürekli televizyon seyreden, bilgisayar başında saatler harcayan ve fast food'la beslenen yeni nesil için tehlike çanları çalmaya başladı bile... Henüz 11 yaşında 81 kilo olan ikizlerden, 12 yaşında 67 kilo olan erkek çocuğuna, şimdi aileler "obez" çocuklarının tedavisi için doktorlara başvuruyor. Diyetisyenlere ve psikiyatrlara sorduk...
Artık bizim de 'obez' çocuklarımız var
Türkiye'de obezite hızla artıyor. Uzmanlar, tehlikeli boyutlara ulaşan bu hastalığın okullarda ders olarak okutulmasını öneriyor.
Başta Amerika olmak üzere dünyada çok yaygın olan obezite, Türk çocuklarını da tehdit etmeye başladı. Çocuklarda obezitenin yüzde 5'nin hormonal ve genetik faktörlere; yüzde 95'inin aşırı yeme, dengesiz beslenme, az hareket, enerjinin harcanamaması gibi hareketsiz yaşam tarzına bağlı olduğunu belirten uzmanlar, bir an önce önlem alınması gerektiğine dikkat çekiyor.
BİR ÖĞÜNDE BİR EKMEK A.Ö. ve E.Ö., 11 yaşında, 81 kilo olan ikiz kız çocukları. İki yıl öncesine kadar kiloları çok normalmiş. Ancak ergenliğe geçiş dönemiyle birlikte yeme alışkanlıkları değişmiş, hareketsiz bir yaşam tarzı başlamış ve iki yılda vücutlarında 20'şer kilo fazlalık oluşmuş. Abur cuburla beslenmeye başlamışlar. Yemek yedikten sonra hiç hareket etmeden yatıyorlarmış. 12 yaşında, 67 kilo olan bir erkek çocuk, E.Z. Onun da 10 kilo fazlası var. Ekmeğe çok düşkün. Bir ekmeğin arasına köfte koyup bir oturuşta yiyor! Sürekli ekmek, sandviç, tost ve benzeri yiyeceklerle beslenmesi ve hiç spor yapması sonucunda 67 kiloya ulaşmış. Bu ve benzeri örneklere son yıllarda çok rastlanıyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Ana Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Mücahit Özyazar, Türkiye'de her 100 çocuktan 6'sının obez olduğunu söylüyor. Özyazar, çocuklarda obeziteye bağlı sorunların ileride hayatı tehdit edecek dereceye ulaştığını vurguluyor: "Doğumdan hemen önceki ve sonraki dönemle çocukluk çağı çok önemli. Annelerin bu dönemde dengeli beslenmesi gerekiyor. Günün dört-beş saatini televizyon ya da bilgisayar başında geçiren çocukların şişman olma riski yüzde 60'ın üzerinde." Amerikan Hastanesi Pediatri Bölüm Direktörü Dr. Pınar Dayanıklı obeziteyi bir salgın olarak niteliyor: "Son 10 yılda çocuklarda obeziteye bağlı şeker hastalığında 10 kat artış var. Ancak hastalar da aileleri de 'obezite'yi kabullenmiyor. Çoğunlukla doktorlar bu konuyu gözardı etmekte ya da konuşmaya cesaret edememekte. Oysa şişmanlığın neden olduğu komplikasyonların başında diyabet, zamanından önce gelişen damar sertliği, yüksek tansiyon ve kalpte büyüme geliyor. Bu problemler erken kalp-damar hastalıklarının en sık görülen sebebi. Bugünün obez çocukları, 35-40 yaşlarında ilk kalp krizini geçiren erişkinler olabilir. Obez çocuklarda kendinden utanma, kendine değer vermeme gibi psikolojik sorunlar da önemli." Tedavisi zor olduğu için obezitenin önlenmesinin önemine değinen Pınar Yardımcı, ailelere şu uyarılarda bulunuyor: "Çocuklar sağlıklı gıdalarla ve özellikle sebze meyveyle beslenme alışkanlığı edinmeli. Tüm çocuklar haftada 3-4 kez 30 dakika süren, terleten ve nefes nefese bırakacak yoğun fiziksel aktivitede bulunmalı."
|
|
|
|
|
|
|
|
|