|
|
|
|
Kürtçe kursunun aykırı öğrencisi
Selanik asıllı psikolog Günay Süberk, kursa gidip Kürtçe öğrendi. Anadili Kürtçe olmayan tek kursiyer, "Artık hastalarımı daha kolay dinliyorum" diyor.
Çok tartışıldı, konuşuldu. Kimi "Anadilini öğrenmek herkesin hakkı, demokrasinin gereği" dedi, kimi de "Bu Avrupa'nın bizi bölmek için kullandığı bir yol" diye karşı çıktı. Ancak Avrupa Birliği'ne uyum yasaları çerçevesinde açılan İstanbul Kürt Dili Öğretim Merkezi ilk mezunlarını önceki günlerde verdi. Anadilini öğrenmeye gelen kursiyerler arasında dikkat çeken biri vardı; ailesi mübadele döneminde İstanbul'a gelen Selanik asıllı uzman psikolog Günay Süberk... "Niye Kürtçe öğrenmek istemiş?" diye merak edenlere cevabı, "Gelen hastalarımla daha kolay iletişim kurmak için" oluyor. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi'nde önce müzik öğretmenliği ardından psikoloji eğitimi alan Günay Süberk, psikolojik nedenlerle işitme ve konuşma özürlü hale gelenler üzerine yaptığı uzmanlık çalışmasını Hacettepe Üniversitesi'nde tamamlamış. "Nerelerde görev yaptınız?" sorusuna verdiği cevap çeşitli bakanlıklar ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nü kapsıyor: "Sosyopsikolojik danışma merkezlerinde uzun süreler çalıştım. Sağlık, İçişleri ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın koordinasyonundaki bir çalışmaydı. 1989'da başladığım ve 10 yıl kadar süren çalışma sırasında da İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şubesi'nin gençlerde madde bağımlılığına karşı bilinçlendirme programlarını hazırladım. Yüzlerce genci bağımlılıktan kurtarıp topluma kazandırdık. Nişantaşı Kız Lisesi'nin psikolojik danışmanlığını da yaptım." Çalışmalarını son yıllarda İstanbul'un Anadolu yakasındaki muayenehanesinde sürdüren Süberk, Kürtçe kursuna da hastalarını anlamak için başlamış. "Benim çalışmalarını duyanlar hem İstanbul'un hem de Türkiye'nin çeşitli yerlerinden geliyor" diyen Süberk, şöyle devam ediyor: "Ben çocuk ve gençlerle onların ailelerini de kapsayan terapiler yapıyorum. İşim de kişinin sırlarını dinlemek ama bazı hastaların kendisi ya da anne babası Türkçe bilmiyordu. 'Onlar Türkçe'yi öğrenemeyecekse ki öğretmek gerekirdi, ben Kürtçe öğreneyim' dedim. İstanbul'da Kürt Enstitüsü'nün Aksaray'da bir açılış yaptığını öğrendim. Sonra da kursa başladım." Kürtçe uzunca süre Türkiye'nin "hassas" noktalarından biri oldu. Peki çevresinden hiç tepki görmüş mü? Süberk'in cevabı "Hayır" oluyor. Hatta MHP'li arkadaşları "Öğrendiğin iyi olur. Bari onların internet sitelerine bakarken bize tercümanlık yaparsın" demiş. Gülerek bunları anlatan Süberk, "Benim amacım elbette bu değildi. İnsani amaçlarla bu dili öğrenmeye karar verdim. Çünkü ben yasakları sevmeyen bir insanım" diye de ekliyor. Kursu tamamladıktan sonra hastalarını Kürtçe konuşarak karşılayan Süberk, onların yaşadığı şaşkınlığı da anlatıyor: "Bana daha fazla güvendiklerini hissediyorum." İstanbul'un çevresindeki varoş yaşamının da kırsal kentleri aratmayacak özellikler taşıdığını söyleyen psikolog, bu nedenle hastalarının en büyük şikayetinin töre olduğunu vurguluyor. "Kendilerini ifade edemiyorlar. Gelenekler ve töreler nedeniyle baskıcı bir yaşam tarzı sürdürülüyor" diyen Süberk, şunları söylüyor: "Hastalarımın tamamı arasında kırsaldan gelenlerin sayısı çok az ama içlerine girince onları daha çok tanıma fırsatım oldu. Oralara çok şey götürülmeli. Hakikaten her türlü şekilde mağdur edilmişler. Siyasiler yanlış politikalar uygulamış gibi." Bir dönem Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşananlar yöre insanı için hala psikolojik sorunlara neden oluyormuş. "Oradaki terör koşullarından etkilenenlerin güven duyguları fevkalade zedelenmiş oluyor. Bunları kazanmak çok önemli" diyen Süberk, sosyoekonomik koşulların da sorun kaynağı olduğu görüşünde. Kendisine gelen herkese yardım etmeye çalıştığını söyleyen Süberk, çağrıldığı her konferansa katılarak gençleri ve çocukların daha sağlıklı yetişmesi için çabalıyor.
Halime Sürek Kahveci
|
|
|
|
|
|
|
|
|