|
|
|
|
Gülünç olmadan komik olmak istiyorum
Usta isimleri bir araya getiren 'Şans Kapıyı Kırınca', Tayfun Güneyer'in yönetmenliğinde 23 günde Küba'da çekildi. "Ben akıllı bir mizah yapmaya çalıştım" diyen Güneyer, Ferhan Şensoy ile çalışmaktan çok mutlu.
Başrollerinde Ferhan Şensoy, Asuman Dabak, Zeki Alasya, İlkay Saran, Rasim Öztekin ve Sinan Çetin gibi başarılı isimlerin bulunduğu, yönetmenliğini Tayfun Güneyer'in üstlendiği 'Şans Kapıyı Kırınca' bugün gösterime giriyor. Filmin 1971 doğumlu genç yönetmeni Güneyer'i 'Yılan Hikayesi', 'Çarli İş Başında', 'Aşkım Aşkım', 'Beşik Kertmesi', 'Dayı' ve 'Ağa Kızı' gibi dizilerin senaryolarından tanıyoruz. Televizyon dünyasının en başarılı dizi senaristlerinden olan Güneyer, bu filmle beyazperdeye geçiş yapıyor...
* Sizi birçok başarılı dizinin senaristi olarak tanıdık. Uzun yıllar bu işin içinde biri olarak sinema için neden bu kadar beklediniz? Aslında sinema için erken bile davrandım. Televizyonda yaptıklarımın beni sinemaya hazırladığını da düşünmüyorum. Televizyon ile sinema arasında özellikle Türkiye'de böyle bir kapı yok. Türkiye'de reyting rekorları kıran süper diziler yapabilirsiniz ama sinema yapacak yeteneğiniz olmayabilir.
* Şans Kapıyı Kırınca nasıl doğdu, filmin öyküsünü anlatır mısınız? Her film senaryo ile başlar ve senaryo ile biter. Ben bir aile durum komedisi yazmayı çok istedim. Bu senaryoyu bundan iki yıl önce mart ayında yazmıştım. Yazarken çok gülmüştüm. Yurdum Ailesi'nin reisi Kuddusi Yurdum, katıldığı bir yarışma programında ezberlediği kalori tablosunu saymaya başlar, fakat sonunda yarışmayı kaybeder. Teselli olarak Küba açıklarında Barboonia Republic adındaki ada cumhuriyetinde tatil hakkı kazanır. Yarışmaya kadar Kuddusi için dua eden ailesi kaybettiği için ondan nefret eder. Anlatmak istediğim, bu ruh haliyle tatile giden ailenin orada aralarındaki bütün sorunları çözüyor olmalarıydı.
* Barbunya (Barboonia) Adası nasıl bir yer, Yurdum ailesini ne gibi sürprizler bekliyor burada? Yurdum Ailesi'ni hayatlarının en büyük macerası bekliyor Barbunya'da; çünkü sadece onların çözebileceği, sadece bir Türk ailesinin çözebileceği sorunları var Barbunya'nın. Puro yaprağını saramıyorlar ama bizim ev hanımı o yapraktan zeytinyağlı dolma sararak adayı kurtarıyor, ailede Beşiktaş genç takımında oynayan genç bir futbolcu var, o adanın takımında oynuyor ve takımı şampiyon yapıyor.
* Yurdum Ailesi nasıl oluştu, etrafınızda esinlendiğiniz bir aile var mı? Tabii ki oldu, benim kendi ailem, arkadaşlarımın ailesi... Yazdığınız karakter uzaylı olmadığı sürece etrafınızdan beslenirsiniz. Karşılaştığınız, tanıdığınız herkesten bir şey çalarak onu bir hamur haline getirip yazarsınız. Zaten bütün mesele de iyi yazmak...
* Senaryoyu yazarken cast'ı aklınızda belirlemiş miydiniz? Hayır. Zaten öyle iyi senaryo yazamazsınız. Kendinizi sınırlandırmak zorunda kalırsınız. Ben karakterlerimi yazdım, kafamda karikatürler çizdim, sonra çok büyük hayranı olduğum Ferhan Şensoy'a senaryoyu verdim. Ben dün galada bile Ferhan ağabeyden imza istedim, çünkü o Ferhan Şensoy. Onun senaryoyu beğenmesi, tiyatrosunu 1 ay kapatıp oynamaya değer görmesi, benim için onayların en büyüğü.
* Onu nasıl ikna ettiniz? Genelde kendi yazmadığı senaryolarda yer almayan bir oyuncudur... Ben ikna etmedim, senaryo etti. Ben ona "Ferhan ağabey, Allah aşkına oyna" demedim. Senaryoyu verdim ve "Abi lütfen okur musun, beğenmezsen de imza atıp geri verir misin" dedim. Ama okudu ve beğendi. Seyirci bir filme çok şey bekleyerek gidiyor. Ben onlara her dakika güleceklerini vaad etmiyorum, öyle bir şey bekliyorlarsa filme gitmesinler. Benim söz verdiğim; başı, sonu olan, iyi bağlanan iyi bir film. Ben akıllı bir mizah yazmaya çalıştım. Yarattığımız çok zor anlaşılır komik sahnelerimiz de var. Ben gülünç olmadan komik olmak istiyorum. İzleyiciler filmi her şeyiyle bir bütün olarak ele alsın.
* Filmin 25 Ocak akşamı galası gerçekleşti. Nasıl tepkiler aldınız? Geceye özel seçilmiş 2000 kişi geldi. Üstelik sinema seyircisi ile aynı değiller. Beğenmemeye kurulmuş insanlar çok var ama çok güldüler. Yanımda Deniz Baykal'ın birçok kez kahkaha attığını gördüm. Benim istediğim, zor mizah olan yerlere güldüler... Bu da çok hoşuma gitti. Bugüne kadar yapılmamış türden, cesaret isteyen bir film. Türkiye'de 'Türk sinemasında çok film yapılınca iyiye mi gidiyor' diye bir tartışma çıktı. Ben inanmıyorum, çok film yapılınca değil, çok iyi filmler yapılınca Türk sineması iyi olur.
ZEYNEP GÜLER GÜNAYDIN
|
|
|
|
|
|
|
|
|