| |
Rus ruleti gibi
Irak'ta yeni ama belirsiz bir sayfa açacak seçimlere 3 gün kala, Türkiye ile ABD arasında Kerkük gerilimi kriz boyutlarına taşınmak üzere. Hükümetin iki koldan, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman ve Washington Büyükelçimiz Faruk Loğoğlu ile Washington'a ilettiği Kerkük kaygılarını Silahlı Kuvvetler de Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un ağzından tekrarlamak ihtiyacını hissetti. Org. Başbuğ'un titizlikle seçilmiş ancak net ifadelerle seslendirdiği çekinceler iki grupta toplanıyor. İlki Irak seçimleri ve onu izleyecek sürecin meşru olabilmesi için gerekli koşullar: Başta Sünni Araplar olmak üzere seçime yüksek katılımın olması, halkın sonucu kabul etmesi, tüm etnik kesimlerin temsil edileceği hükümet kurulması.
Cevap tez geldi İkinci gruba, yani Kerkük'e gelince... Org. Başbuğ, Saddam döneminde kentten Kürt, Türkmen ve Asuri toplam 100-120 bin kişinin sürüldüğünü, şimdi nüfus yapısını onarmak gerekçesiyle 150 bin Kürt getirildiğini anlattıktan sonra bu denge kaymasının sonuçlarını şöyle saydı: Kerkük'te seçim sonuçlarını tartışmalı hale getirebilir, sorunun adil çözümünü imkânsız kılabilir, Irak'ın toprak ve siyasal bütünlüğünü tehdit ederek, Türkiye ve bölge için güvenlik sorunu yaratabilir. Ancak can derdine düşmüş olan (Sadece dün 40'a yakın kayıp verdi) ABD, gerek hükümetin, gerekse Genelkurmay'ın dile getirdiği bu kaygıları paylaşmıyor. Org. Başbuğ'un "Basın bilgilendirme toplantısı"ndan birkaç saat önce Anadolu Ajansı ve NTV tarafından Washington'dan geçilen, kelimesi kelimesine aynı haberlerde, kaynak belirtilmeden, isim verilmeden, "ABD'li yetkililer"in "Kerkük'te Türkiye'nin düşündüğü ölçüde kitlesel Kürt seçmen kaydı yapılmadığı" görüşünde oldukları duyuruldu. ABD'nin Kerkük konusunda Türkiye'ye destek vermemesinde, iki ülke ilişkilerindeki pürüzlerin ya da fay hattı kırıklarının etkisi büyük. Ancak bir de Irak'ta Sünniler'in seçimleri boykot kararının getirdiği sorunlar var. Bağdat'taki Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin yaptığı ankete göre, örneğin Sünni bölgesi Ramadi'de katılma oranı yüzde sıfır olacak, Musul'da yüzde 12. Şii bölgelerinde ise oranın yüzde 50'nin çok üstüne çıkması bekleniyor.
ABD'nin Şii kaygısı Bu tablo da 275 üyeli parlamentoda Ayetullah Ali Sistani'nin desteklediği Şii partileri tek çatı altında toplayan Büyük Irak İttifakı'nın çoğunluğu ele geçirmesi anlamına gelecek. Böyle bir gelişme ise ABD'nin tüylerini diken diken eden bir tehlike yaratacak: Irak'ın İran nüfuz alanına girmesi. Çünkü böylece İran ile Suriye arasındaki kopuk halka da birleşmiş olacak. Sünniler son dakikada boykottan vazgeçmezse, Şiiler'in tek başlarına iktidarını önleyebilecek tek unsur olarak Kürtler kalıyor. Kürtler büyük bir grup olarak parlamentoya girebilirlerse, Şiiler'in ihtirasını frenleyebilirler, hatta diğer partilerle koalisyona giderek onların iktidarını bile engelleyebilirler. Ankara'da pek değinilmeyen bir gerçek daha var: Her ne kadar Türkiye yanlısı Irak Türkmen Cephesi kendi adaylarıyla seçime katılsa da, Kerkük ve çevresinde yaşayan Türkmenler'in çoğunluğu Şii. Dahası, Şii ittifakında Türkmen partileri de bulunuyor. ABD'nin Kürtler'in yanında yer almasında ya da Kerkük'e seçmen taşımalarına göz yummasında bu etkenin de payı var. Özetle, Irak'ta seçim yapılmıyor, Rus ruleti oynanıyor.
|