Hazine faizine yatırım yapmak hâlâ iş yapmaktan daha cazip
Hazine'nin geçen haftaki rekor dış borçlanmasından sonra, dün düzenlediği iç borçlanma ihalesinde de faizi yüzde 18.4'e indirdi. Faiz ilk kez yüzde 20'nin altına düştü. İhale yöntemiyle borçlanmaların başladığı 1984'ten beri 21 yıllık süreçte hiç bu kadar düşük faiz görülmemişti. Çünkü, aynı dönemde enflasyon da, hiç bu kadar düşmemişti. 10'lu rakamlara bile inmemişti. Şimdi tek haneli dönümdeyiz.
Enflasyondan yüksek Faizin enflasyondan arındırıldıktan sonra geriye kalan reel kısmında ise durum daha farklı. Reel faizin içine enflasyon yanında ileriye yönelik beklentiler ve diğer tüm riskler de giriyor. Tabloda görüldüğü gibi, 21 yılın 5'inde reel faizler negatif çıkmış. 16 yıllık pozitif reel faiz döneminde reel faizin ortalaması yüzde 15.6, aynı yıllarda büyüme ortaması yüzde 6.6. Yani reel faiz, GSMH büyümesini 2.5'e katlamış. Faize yatırım yapanların büyümesi, reel ekonominin büyümesini bu oranda geçmiş. Reel faizler enflasyon ile karşılaştırıldığında da, yüzde 33.0'lık bir oran çıkıyor. Yani geçmiş yıllarda bono faizinden elde edilen reel kazançlar aynı yıllardaki enflasyonun üçte biri düzeyindeydi. Şimdi bu rakam ilk kez 2004 yılında enflasyonu geçti ve yüzde 120 düzeyine çıktı. Yüzde 10.58'lik enflasyona karşılık reel faizler yüzde 12.7 olarak gerçekleşti. Faizler düşmesine düştü, ancak enflasyona karşı bir karşılaştırmada faiz gelirlerinin cazibesinin artığı bile söylenebilir.
Hangisi daha cazip? Enflasyonun bu yıl yüzde 8 olması bekleniyor. Buna göre yüzde 18.4'lük dünkü ihale faizi ki, yıllık Hazine faizinin de bu rakamlarda (yüzde 19) çıkacağı tahmin ediliyor, yüzde 9.6'lik bir reel faize işaret ediyor. Bu reel faiz de yüzde 8'lik enflasyonun yüzde 120'si düzeyinde. 2005 için beklenen büyüme oranı olan yüzde 5'in de yaklaşık iki katı düzeyinde. Yani faize yatırım yaparak elindeki varlıkları büyütme ihtimali üretime yatırım veya işe yatırım yoluyla büyümenin üzerinde olacak. Faiz yatırımı, reel yatırımdan daha cazip, daha kazançlı, daha risksiz olmaya devam edecek. Reel kesimde ne yurtiçi satışlarda ne de ihracatta bu kar marjları artık yok. Düşen kur yurtiçinde yabancı malları cazip kılıyor, değerlenen TL yurtdışına mal satışında maliyetlerini yükseltiyor.
Borçların etkisi Buradan şu sonuca varıyoruz: Dövizden para kazanma devri belki bitti, eski yüksek reel faizlerin devri de kapandı. Bu bir gerçek. Ama faizlerin reel düzeyleri hâlâ en iyi paranın Hazine kağıtlarından kazanılacağını gösteriyor. Reel ekonominin büyümesini bu yıl için yüzde 5 beklediğimize, Hazine kağıtlarına yatırım yapanlar da gerçek anlamda yüzde 10 kâr edeceklerine ve büyüyeceklerine göre, en garantili, en zahmetsiz ve en yüksek kazanç kapısı yine bono oluyor. Bu kazanç düşmüş olmasına karşılık, diğer bütün kazançların düşmesinden dolayı, göreli olarak hala yüksek. Böyle bir saptamayı da, 21 yıllık dönemin en düşük faizinin gerçekleştiği bir günde yapıyoruz. Dünyanın en yüksek iç borcuna sahip ülkelerden biri olmanın ağır bedeli bu. Bu borçluluk düzeyini daha aşağılara indirmeden faizden para kazanma devri bitmeyecek gibi. Geçmişteki günahımız çok büyük.
Sonuç "Tanrı bedelini emekle ödemek kaydı ile her şeyi verir" Leonardo da Vinci
|