|
|
Soyun dünyalı biz dostuz
- Nezahat ne işimiz var bizim burada yav?.. Yürü gidelim. - Ay Cezmi, içimi kuruttun... İki dakika oturamadın yani. - Baksana kimse oturmuyor ki zaten. Herkes şakkara şukkara oynuyor. - Oynayacaklar tabii. Adı üstünde, bunlar uzaylı. Hep hareket halindeler... - Ya Nezahat ne işimiz var bizim uzaylı kongresinde be güzelim? - Uzaylı gerçeğini görmezden gelemezsin tamam mı Cezmi! - Ulan evlendiğimiz günden beri bitemedi şu uzaylı muhabbeti. Milletin karısı incik boncuk, manto ayakkabı meraklısı, benim karı UFO meraklısı... - Ay dırdırlanıp durma. Sonunda haklı çıktım mı sen ona bak. Etrafımız uzaylı dolu. - Hani nerede ya? Bunlar senin benim gibi insan. - Doğru konuş Cezmi. Allahın uzaylısına insan denir mi? Bak ne güzel oynuyorlar. Ne var kalksan iki göbek de sen atsan. - Göbek atan uzaylı. Nezahat zaten senin bulacağın uzaylı bale yapsa şaşardım. Kendin gibi uzaylıları bulmuşun. Mantı da açıyor mu bunlar? - Mantıksız konuşma Cezmi. Uzaylı ne yapsın mantıyı canım?! Ay ben de kalkıyorum, iki kıvırmazsam çatlarım. Kurtlarımı dökücem. - İyi olur. Bari adamlar elleri boş dönmezler. Galaksilerine senin kurtları götürürler. - Ne var?! Aramızdaki fark bu işte. Biz olsak taş toplarız bunlar kurt topluyorlar. - Bunların kurt olduğu açık. Hatta aç kurt. Kapıdaki herif de dünyanın parasını topladı. Alenen kazıklandık. Uzaylı ayağına yediler bizi ya, hadi bakalım. - Bulmuşun böyle uzaylıları sen daha inanma. Beş yıldızlı otelde bizimle iletişime geçiyorlar, sen hâlâ verdiğin üç kuruşun hesabını yapıyorsun. Kalk Cezmi kalk. Durma öyle pısırık pısırık, kazık gibi. Ohhh yandan yandan... Allaaaahhh!! - Ben kendi düğünümde bile oynamadım, bu garip heriflerin önünde hiç oynamam. - Oy-na-ya-cak-sıııın. Bu bir nevi insanlık görevi. Bu bizim için küçük ama insanlık için büyük bir adım. Sen şu an tüm dünyadaki insanları temsil ediyorsun. - Yapma ya... - Evet. Bak şu uzun sakallı yaşlı olanları var ya, git onun önünde oyna. O başları. - Şu donla gezen herif mi? Niye önüne gelene su serpip duruyor o herif? - DNA transferi yapıyor o. Bizi de uzaylılara yakınlaştırıyor. - Nezahat!!! Şu yandakiler soyunmaya başladı. - Görüyorum Cezmi. Sanki sen hiç soyunmuyorsun? Ohh yandan yandan... - Manyak mısın Nezahat?! Herkesin içinde soyunmuyorum herhalde. Ohhhaaaaa... - Ne oldu Cezmi? Ayağına mı bastılar? - Benim ayağıma basmadılar da birazdan burayı polis basacak. Bunlar alenen yiyişip, sevişiyorlar. - Abartma canım, iletişim o iletişim. Hem o kadın taaa Cezayir'den gelmiş. Sen şunun şurasında Beşiktaş'tan geldin diye homurdanıyorsun, utan. - Asıl bunlar utansın. Şu hale bak. Sapık bunlar Nezahat, yürü gidelim. - Ay dur Cezmi, tam da bir uzaylıyla yakın temasa geçtim. Şu gömleğimi tutar mısın? Ohh yandan yandaaaan... - Nezahat neden çıkardın gömleğini? Giy onu çabuk. - Giyemem. Hem çıkarmadım ki uzaylı çıkardı. - Çek ulan elini karımın üzerinden. (Küt!!!) - Aaaaaaa... Allah cezanı versin Cezmi. Ne kafa attın ayol Allahın uzaylısına? - Başlarım senin uzaylına Nezahat. Adam alenen götürüyor seni, sen ayakta uyuyorsun. - Çok kabasın. Ben burada galaksiler arası iletişim halindeyim sen utanmadan neler diyorsun. - Ulan elin herifleri bilumum kara deliklere girmeye çalışıyorlar, ben de Türk-Sat iletişim uydusu gibi kendi halimde takılıcam mı yani? - Çok terbiyesizsin Cezmi... Bu kafayla uzay birliğine zor gireriz... - Alırlarsa terbiyesiz çocuğuyum... Bak bak bir de utanmadan senin kraterlerine yumulmaya çalışıyor şu sakallı... - Yumulsun canım ne var? Şunun şurasında aynı kainatın akıllı yaşam formlarıyız... - Akıllı ol Nezahat bak son kez uyarıyorum... Günah benden gitmek üzere... - Aş bunları Cezmi aş... Ayol o elindeki ne? - Taş. Başka taş yok mu taş? - Ne yapıyorsun Cezmi? - Ay ortamına geldik, taş örneği topluyorum. O taşlarla şunların kafasını yarıp pekmezlerini akıtayım diyorum. Hem kan kardeş oluruz. Uzay kardeşliği hesabı... Dağılın uleaaaynnn!!!
|