Erkek modasında stil yaratmak çok önemli
Şimdiye kadar sanırım sadece bir kez erkek modasına değindim. Kadın koleksiyonları hazırlayan bir tasarımcı olarak, şöyle bir baktığımda erkek modası kadın modasına göre sanki daha düz ve kolaymış gibi görünse de, zor olduğunu düşünüyorum. Zor olansa giyilebilir, satılabilir, yenilikçi, farklı erkek giyimi tasarlamak.
BAŞARILI BULDUKLARIM... Erkek koleksiyonlarına göz gezdirdiğimde ilk aklımdan geçenler, birçoğunun ya çok klasik ya sadece 16-25 arası gibi çok genç ve sınırlı bir kesime hitap ediyor olmaları... Ya da erkek giyimi için fazla abartılı olmaları. Günlük hayatta tamamıyla moda kalıpları içinde, baştan aşağı stilize giyinmiş erkeklerin itici göründüğünü, daha doğrusu doğal olmadığını düşünüyorum. Bence erkek giyimi kadın giyimi ile aynı mantık içinde tasarlanmamalı ve tüketilmemeli. Erkek giyimi kaliteli kumaş, mükemmel kesimler, maskülen, detaylarda hareketlendirilmiş, yenilenmiş olmalı ve bu anlamda başarılı bulduğum markalar var. Prada, Louis Vuitton, Dries Van Noten, Jil Sander, Yves Saint Laurent, Givenchy ve Smalto öncelikle aklıma gelenler.
DOĞRU SEÇİMLER Çok klasik, kalitesinden yıllardır ödün vermeyen, oturmuş bir stil sahibi ama daha çok 40 yaş üstü erkeklere hitap eden birçok markanın dışında bu markalar daha geniş bir kesimi hedefliyor. Ve en önemlisi, günümüz erkek giyimi için doğru alternatifler olduklarını düşünüyorum. Bu markalar arasında özelikle değinmek istediğim marka ise Smalto. İlk takım elbisesini 14 yaşında bir aile dostu için yapmış Francesco Smalto. İlk olarak, halen devam ettirdiği kişiye özel dikimlerle başlıyor.
MODA DEĞİL STİL 1991 yılında ise 'manevi oğlum' dediği Franck Boclet ile çalışmaya başlıyor. Birlikte Smalto'yu kaliteli kumaşların, mükemmel kesimlerin olduğu hazır giyim koleksiyonları, aksesuvarlar ve kozmetiklerle bir marka haline getiriyorlar. Daha ilk yıllarında Francesco Smalto'nun aklında bir erkek görüntüsünün nasıl olması gerektiğine dair çok net fikirler varmış: 'Moda olmamalı, stil olmalı.' Günümüz erkek modasının aksine Smalto, erkeksiliği, sadeliği ve yumuşaklığı en ön planda tutuyor. En önemlisi ise geçen yıllar boyunca yenilikçiliğinden, ilerlemesinden hiçbir şey kaybetmeyişi. Francesco Smalto şu an sadece kişiye özel dikimlerle ilgileniyor ve dünyada hâlâ yılda 1700 özel sipariş alan tek adam. Ayrıca özel ayakkabı siparişleri...
DETAYLARIN FARKLILIĞI Şu anda Smalto, sadece erkek modasında yoğunlaşmış markalar arasında bünyesinde bulundurduğu ürünler, stili ve kalitesi ile ilk sıralarda. Başta da dediğim gibi koleksiyonlarını başarılı bulduğum birçok marka var. Genelinde baktığımda ise romantizm, nostalji erkek modasını da etkilemiş. Prada ve Jill Sander takım elbiseleri (özellikle Prada'nın gömlek ve kravat renkleri çok başarılı), Louis Vuitton'nun süveterleri, cepkenli takım elbiseleri, Paul Smith'in bilekte biten sigaret pantolonları, kırışık kumaşlardan bol ceketleri, soluk pastel renkleri... Hepsinin en önemli yanı, kalite dışında kesimler, boylar ve ufak detaylarla farklılaşmaları. Basiti, sadeliği, kullanımı, şıklığı ve kaliteyi bir arada tutmak, tasarlamak hep zordur. Erkek giyimde ise bence bunlar hep ön planda olmalı. Her şeyden önemlisi taşıdıklarınız size benzemeli, siz olmalı. İyi haftalar.
Dilek Hanif’in TARZI
|