ABstandartlarına göre işleme tabi tutulan sular doğal mineralli su kabul edilmeyecek ve içme suyu olarak adlandırılacak. Şirketler ozonlamayı bırakıp doğal suya dönünce, bu suyun fiyatı iki misline çıkacak.
İçme suyuna AB makyajı gelecek, fiyatlar artacak
Kaynağından çıktıktan sonra işlem gören sular, 'doğal' olarak tanımlanamayacak. 'Doğal' olmak için üst seviyede bir hijyen standardı gerekecek. Bu da üretim maliyetini artıracak.
Sağlık Bakanlığı'nın içme sularıyla ilgili hazırladığı yeni yönetmelik taslağı, 'doğal mineralli sular' tanımına sınırlama getiriyor. Suyu mikroptan arındırmak için işleme tabi tutanlar doğal mineralli su' olarak tanımlanamayacak. Suyun 'doğal' olarak tanımlanabilmesi için kaynağından şişeye gelene kadar hiçbir işleme tabi tutulmamış olması şartı aranacak. Bu şart, şu anda piyasadaki tüm su şirketlerini etkileyecek, zira pet şişe ve damacana su satışı yapan tüm şirketler, suda bakteri üremesini önlemek için 'ozonlama' yöntemini uyguluyor. Bakanlık AB direktiflerini baz alarak Aralık 2004'te "Doğal Mineralli Sular" yönetmeliğini çıkardı. Burada 'doğal' olmanın koşulları sıralandı. Şimdi de 'İnsani Tüketim Amaçlı Sular' yönetmeliğinin taslak çalışması tamamlandı. Bu yönetmelikte de şebeke ve tanker suları da dahil tüm sular denetime alınıyor.
İKİ AYRI YÖNETMELİK Suyun, iki farklı yönetmelikle tanımlanması, sektörü nasıl değiştirecek? Bunu SUDER (Doğal Kaynak ve Maden Suyu Üreticileri Derneği) Başkanı Hasan Aslanoba ile konuştuk. Aslanoba, yeni yönetmeliklerin sektör ve üreticiler için çok radikal değişiklikler içerdiğini söyledi. Aslanoba, sektördeki tüm firmaların suyu ozonlama yöntemiyle dezenfekte ettiğini belirterek, "Bunu yapmadan doğal mineralli su sınıfına girmek isteyenler için maliyetler yükselecek. Çünkü Türkiye'de fabrikalar su kaynağına uzaktır ve su borularla aktarılır. Aktarım sırasında hijyeni sağlamak için gerçek anlamda paranoyak davranmamız gerekiyor" dedi.
SU ETİKETLERİ DEĞİŞECEK * Doğal mineralli suların belirli parametre zorunlulukları yanında özünün değişmemesi ve değiştirilmemesi (bazı istisnalar dışında) temel özellik olarak kabul ediliyor.
* Bu değişiklik, bu kategoride yer alarak kendini farklılaştırabilen firmalar için bir fırsat yaratıyor. Suları bu kategoride yer alabilen ve bu kategoride yer almak isteyen firmaların; ozon, membran filtre gibi dezenfeksiyon amaçlı yöntemleri kullanmasına izin verilmezken, suyu ilk çıktığı gibi, tamamen doğal haliyle doluma sunmaları gerekiyor. Bu da sonuçta, bu firmalar için çok üst seviyede bir hijyen standardı ve yüksek maliyet anlamına geliyor.
* Doğal mineralli sular haricindeki diğer sular "İnsani Tüketim Amaçlı Sular" yönetmeliğinde tanımlanıyor. "Kaynak Suyu" ve "İçme Suyu" da bu ikinci yönetmelikte tanımlanıyor. Bazı firmalar sularının özelliği itibariyle "Kaynak Suyu" kategorisinde yer alabilecekken; bazı firmalar ise sularını ozonlama, ters ozmoz vb. işlemlerden geçirmek istiyorlarsa "İçme Suyu" kategorisinde yer almaları gerekiyor.
Mevcut "İşlenmiş İçme Suları" suyun ilk hali değiştirildiği için sadece "İçme Suyu" tanımı içinde yer alacak. Mevcut "Doğal Kaynak Suyu" veya "İçme Suyu" üreticisi firmalar da gerekli kriterlere uygunluk durumlarına göre "Doğal Mineralli Sular" içinde yer alabileceği gibi "Kaynak Suyu" veya "İçme Suyu" kategorisinde de yer alabilecek.